Bugün, 15 Eylül 2024 Pazar

Olgun YÜKSEL


OLMAK YA DA OL(A)MAMAK

OLMAK YA DA OL(A)MAMAK


 Seçimlere çok az kaldı. Hiç duymadığımız yeni argümanlarıyla her seçimde olduğu gibi AKP ötekileştirme stratejisini  ustalıkla uyguluyor. Bir önceki seçimde muhaliflerin tamamını FETÖ’cü veya PKK’lı olmakla suçlamışlardı. Şimdi ise seçimle darbe yapmaktan söz ediyorlar.  Muhalifler ya terörist ya da oy kullanmaları halinde, darbeci oldular. Öyle görünüyor ki AKP için iktidar yanlısı olmamak demek her türlü terör örgütleriyle ilişkili, iltisaklı olmak anlamına geliyor. Millet ittifakını HDP ile birlikte anarak, hatta her yandaş televizyonların da ve YouTube videolarında PKK liderlerinin CHP’yi destekleyici yönde konuşmaları verilerek muhalefetin terörle işbirliği içinde olduğu algısı yaratılıyor. Benim aklıma gelenler ise daha başkadır. Bu konuşmaları yapan PKK’nın elebaşları, bu konuşma videolarını yayınlatırken ki, bu bir psikolojik harekattır, bu psikolojik harekatın kimlere yarayacağını bilmiyorlar mı? Barış süreci denilen garabet için çıkarılan ve 16 Temmuz 2014'te Resmî Gazete'de yayınlanan “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” halen yürürlükte iken bunların bana terörle mücadele ettiğine, beni kimse inandıramaz. Terörle mücadele edilmiyor mu? Hem de en alasıyla mücadele ediliyor. Muhteşem işler çıkarılıyor. Bunları ihanetten dönüşe zorlayan akıldır, bu işlerin çıkarılmasına vesile olanlar.  BOP eşbaşkanlığı ilan edildikten sonra, ne zaman artık değilim dediler? Devletimiz ve Ülkemiz beraber yürüdükleriyle, megri megri politikalarıyla, bodoslama bir felakete doğru giderken uçurumdan döndü.  15 Temmuz vakası zat-ı şahanelerinin de söylediği gibi Allah’ın bir lütfu idi. Yüce Türk Milleti, Devletimizi sokaklardan topladı. Bu dönüşle birlikte aklandılar mı? Benim vicdanımda aklanmadılar.

       Siyasetle ilgili olmamakla birlikte asla AKP’li ve dahi Cumhur ittifakında olamayacağım bakidir. Bunun dışındakiler için, halen dahi kararsızlar listesinde yer aldığımı söyleyebilirim.  HDP Mecliste grubu olmakla birlikte,  bazılarının terör bağlantısı olduğu şüphesizdir. Ancak hiç kimse HÜDA PAR’dan söz etmiyor. Bana göre bunlara Hizbullahçı, İslamcı PKK’da diyebiliriz.  HÜDA PAR’ın genel başkanı ile yan yana  gelmekte hiçbir beis görmeyenler sırf muhalif oldukları için tertemiz, pırıl pırıl yurttaşlarımıza terörü desteklediği imasında bulunmak pervasızlıktır. Gençlik yıllarını terörle mücadele ile geçirmiş benim gibi asker ve polis meslektaşlarımıza ise hakarettir. Sizler iktidar veya muhalefet olarak siyasetinizi yapınız.  Ancak bizleri HÜDA PAR ile PKK arasında bir seçim yapmaya zorlamak, hiç kimsenin haddi değildir. 

      Hanımefendiler, Efendiler, iktidara kim gelirse gelsin, bu güne kadar elde edilmiş olan savunma sanayindeki gelişmelerden ve dış politikadan geri dönüş mümkün değildir. Bu politikalar AKP politikası değildir. AKP politikasının ne olduğunu yukarıda da bahsettiğim gibi geçmişten biliyoruz. Devlet aklı ve devlet politikası ile siyasileri birbirinden ayırt etme kabiliyetini geliştiremediğimizden halen bunları sadece AKP’ye mal etmek, Tarihten Dünya’dan haberinizin olmadığını gösterir. Devlet aklı öyle bir manevra yapar ki, geçmişte beraber yürüdüğünüz yolları ayırtır ve kirlettiğiniz ellerinizin kirlerini başkasına bulaştırmanıza müsaade etmeden onları, yine sizlere temizletir. Burada en az 5000 yıllık kültürden ve 2250 yıllık devlet geleneğinden bahsediyoruz. Bu seçim sonucunda, kaybeden kim olursa, kendilerini tarih sayfalarında bulacaklardır.

      Önümüzdeki günlerde veya haftalarda Ukrayna-Rusya savaşını daha da şiddetlendiğine tanıklık edeceğiz. Karadeniz’in diğer kıyısında kan gövdeyi götürüyor olacak. Rusya Ordusu muhtemel Ukrayna Ordusu’nun taarruzunu bekliyor. Hatta paniklemiş oldukları da belli oluyor. Cephe’deki moral üstünlüğü tamamen Ukrayna Ordu’suna geçmiş durumdadır. Artık tam olarak NATO-Rusya savaşına dönüşmüş olan bu savaşın kaybedeni Ukrayna halkı ile Rus Ordusudur. Anglo sakson aklı, tüm Dünya’yı ateşe verecek bir savaşı aralamaya çalışıyor. Bunu hala başaramadılar. Amaç tüm Dünya’ya dip yaptırıp yeni Dünya Düzenine geçişi sağlamaktır. Onun için Rusya’yı köşeye sıkıştırıp Nükleer silah kullanmaya zorluyorlar. O nükleer bombalardan, küçük büyük herhangi birini Rusya kullandığı andan itibaren ABD ve müttefikleri Rusya’ya çökecekler. Küresel Sermaye elitlerinin, bakir devasa Rus topraklarının altında ne varsa çökmenin peşindeler.  Yıllar öncesinden yazdığım gibi Savunma sanayinde keşfettiğimiz, icat ettiğimiz ne varsa hemen çabuk envantere almalıyız. Çok acele edilmelidir. Boy boy gösterip propaganda aracı olarak kullanmaktan ziyade envanter de ki sayıları ve yetiştirdiğiniz mürettebat çok daha önemlidir. Vakit yok. Hemen çabuk!

Kalın sağlıcakla…