Kemal MENCELOĞLU

Tarih: 24.02.2023 09:10

ÖLÜM ADAM AYIRMAZ

Facebook Twitter Linked-in

Ölüm, adam ayırmaz

Ölüm, adam kayırmaz

Hayat bize çok şey öğretti ve öğretmeye de devam ediyor. Belliki daha öğreneceğimiz çok şey var. Altı Şubat 2023 günü ülkemizin büyük bir bölümünü yerle bir eden depremi asrın başında merhum ve milli şairimiz Mehmet Akif ne güzel resmetmiş. 

Âh! Karşımda vatan nâmına bir kabristân

Yatıyor şimdi, nasıl yerlere geçmez insân?

 

Şu mezârlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu,

Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!

 

Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn

Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemîn!

 

Her insan doğduğunu bildiği gibi öleceğini de biliyor; fakat nerede, ne zaman ve ne şekilde öleceğini bilmiyor. Ne demiş şair;

Ölmek kaderde var bize ürküttü vermiyor 

Lakin vatandan ayrılışım ıstırabı zor. 

 

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ

Pazarcık’ta deprem yedi yediyle

Elbistan’da ise yedi altıyla 

Kıyametler koptu altı üstüyle

Neler hatırlattı bu deprem bize

 

Altı Şubat Pazartesi sabah saat dört onyedide meydana gelen 7,7 şiddetinde Pazarcık; ve aynı gün sekiz saat arayla 7,6 şiddetinde Elbistan depremleri 11 tane il ve 113 ilçeyi, 6513 köyü enkaza çevirdi. Bölgede yaşayan nüfus oranı 13 Milyon 650 bin. Adeta kıyametin küçük bir provası yaşanarak, milletimizi derin acılara gark eyledi. 

 

Ortaya çıkan felaketin boyutları insan hafızasının alabileceği gibi değil. Onbinlerce rahmete kavuşan ve yüzbinlerce şifa bekleyen yaralılarımız var. Evi ocağı yok olan milyonlarca insan çaresiz bir duruma düştü. Devlet ve millet olarak topyekün bir seferberlik içindeyiz. Allah yardımcımız olsun

Günlerce süren enkaz faaliyetleri içinde çok şeylere şahit olduk. Kaybedilen analar, babalar, kardeşler, bacılar, dedeler, neneler, bebeler…

 

Aralıklı günlerde çıkan depremzedelerin söyledikleri sözler yürekleri dağlıyor, dinleyenler onların sözleriyle ağlıyor, büyük milletimiz elinden gelen imkanları sağlıyor fakat zelzelenin tahribatı o kadar büyük ki tahmin bile edemiyoruz. 

 

İstiklal Harbinin simgesi Maraş

Sütçü İmam’ınla başlattın savaş

Yazık, yetişmekte kaldık biz yavaş 

Neler hatırlattı bu deprem bize

 

“Artık Bilal’im yok” diyen anneyi dinlerken bizler de ağlıyorduk. “Oğlum çok güzeldi. Tek yanağından öpmüştüm.  Keşke her yerini öpseydim. Yeni aldığımız evi babasından istiyordu. Dört ay olmuştu o eve taşınalı. Babası Bilal’e vermem diyordu. Oğlum evi alamadı ama ev oğlumu aldı.” diyen annenin ismi Kahraman Maraş’lı Fatma Kurt’tu. 

Depremin yüz ellinci saatinde yani yedinci gün enkazdan çıkarılan masumiyeti ve nezaketi yüzünden belli olan on iki yaşındaki Ömer bize büyük bir müjdeydi. “ Benim adım Ömer. Altıncı sınıftayım ve Suriyeliyim. Fakat Türkçe biliyorum, benimle Türkçe konuşabilirsiniz.” O gülen yüzüyle bize bakıyordu. “Formanı istiyorum Muslera” diyen küçük Semih’in o masum bakışı hala gözlerimin önünde duruyor. 

Depremin sekizinci günü; “Aslan Muhammed senin için Kocaeli’den geldim, çık dışarı” diyen yiğidi; yüz yetmiş üçüncü saatte Gaziantep/İslahiyede kırk yaşındaki Sibel Kaya’yı kurtaran aslan parçası yiğit Anadolu evladını nasıl unuturuz? Yüz atmış beşinci saatte Naime Çakar’ı tırnaklarıyla betonu kazıyarak çıkaran ve seni Amasya’ya götüreceğim diyen madenci Mustafa Keten’i kim unutur? Daha binlerce isimlerini bilemediğimiz vatan evlatlarına minnet borçluyuz. Allah cümlesinden razı olsun. 

Deprem; Adıyaman, Kahramanmaraş ve kadim şehrimiz Hatay’ı kelimenin tam anlamıyla yerle bir etti. Hatay merkez ilçe müftümüz arkadaşım Hacı KAHRAMAN şehirde bulunan 200 camiden 180 tanesinin tamamen yıkıldığını söylüyor. Öyle ki sanki her birisi atom bombasıyla yıkılmış gibi diyerek ekliyor. 

 

Habibin Neccar ki sende bulunur

Tarihi meclisle gurur duyulur

Hatay’ım seninle büyük olunur

Neler hatırlattı bu deprem bize

 

Antakya’da yüz yetmiş beşinci saatte bir anne ve iki çocuğu sağ salim enkazdan hayata merhaba dedi. İşte böyle umulmadık mucizeler gerçekleşiyordu. 

K. Maraş’ta 185.saatte Ayça, Adıyaman’da 198. saatte Muhammet Cafer Çetin, K. Maraş Ebrar sitesinde 258. saatte kurtarılan Neslihan Kılıç hafızalarınıza kazınan müjdeli haberler oldu. 

Deprem esnasında bebeklerin beşiklerinin üzerine abanan genç hemşire kızlarımızı unutursak kanımız kurusun. 

Hatay sporun teknik sorumluları Volkan Demirel ve Gökhan Zan’ın depremin ilk gününden itibaren ekrana yansıyan feryatları hafızalara nakşedilmiştir. 

 

Peş peşe gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki müstakil depremler kocaman bir memleketi adeta esir aldı. Avucunun içinde kasıp kavurdu, binaları ve içinde oturan, uyuyan insanları her birisini tutup savurdu. 

Depremi önleyemezdik ama zararlarını da önleyemez, etkilerini en aza indiremez miydik? Zayiatın tahribatını azaltamaz mıydık? Bu kocaman soru beynimizde ömür boyu dolaşıp duracaktır. 

 

Sultangazi’de depremi duyar duymaz eşine de bilgi vererek arabasını satan Yozgatlı Zeki amcayı; Balıkesir/ Sındırgılı umre parasını Adana/ Yüreğir’e bağışlayan Mehmet Amcayı ve daha bir çok diğer dost gönülleri nasıl unuturuz?

 

Devletsiz Güney Azerbaycan Türkleri bugün Tebriz’de Traktör maçında zalim İran rejiminin baskılarına rağmen,

 

"Azerbaycan Var olsun 

Türkiye Başın Sağolsun!"

sloganı atıp; “Sevinciniz Sevincimizdir,

Acınız Acınımızdır. Başın sağolsun Türkiye." pankartı açtılar.

 

DERS VEREN ÇOCUKLAR

55 saat avucunu sıkmadan, uyumadan elinde muhabbet kuşunu tutan çocuktan güveni; 88 saat sonra önce kedimi kurtarın diyen çocuktan adaleti; 90 saat sonra çıkan beş yaşındaki çocuğa uzatılan suyu daha muayene olmadım diyerek içmeyen çocuktan bilimi; 78 saat sonra enkazın altında el uzatılan çocuğun “çıkamam” çıkarsam babam sıkışır ölür diyen çocuktan merhameti; 61 saat sonra ulaşılan çocuğun annemin sesi kesildi önce ona bakın demesinden vicdanı öğrenmeli insan… Çocuklardan alacağımız çok ders var. Çocuklar her şeyimiz ve geleceğimiz. 

 

İnsan toprak alma derdinde, toprak insan alma derdinde..

Ne toprağın gözü doydu, ne de insanın...

...Ve sükût..Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince…Yara derin… Hava soğuk ve fazla serin…

 

Dünyanın bir çok yerinden arama-kurtarma ekiplerinin gayret ve samimiyetlerini ifade etmeden geçemem. Bir kişiyi sağ olarak kurtarınca mutluluğunu ağlayarak paylaşan Macar vatandaşını; devlet televizyonunda siyah giysilerle haberleri sunarken bir Karadeniz ağıtıyla başlayan ve “Hepimiz Türküz” diyen Yunan sunucuları; göz yaşlarıyla, alkışlarla ve teşekkürlerle ülkelerine uğurlanan güney Koreli insanları unutmak mümkün mü? İşte böyle zamanlarda insanlık alemi bir aile oluyorlar ve bedelleri beraber ödüyorlar. 

“Seninleyiz Türkiye” diyen bütün yabancı dostları anmadan, hatırlamadan geçersek vefasızlık etmiş oluruz. Hepsi de hafızamızda silinmez izler bıraktılar. Cümlesine müteşekkiriz. 

 

DOĞA VE İNSAN

Ünlü İslam filozofu Farabi, “doğada meydana gelen olaylarda saçma bir şeyin asla bulunmadığını, tabiatın boş/batıl bir iş yapmadığını” söyler. 

Asıl saçma ve batıl iş yapanlar, aklını ve bilgiyi kullanmayan ve gerekli tedbirleri almayarak doğa kanunlarına (Sünnetullah'a) aykırı davranan insanlardır. 

 

Yaraları sarıp tekrar bölgeyi ayağa kaldırdıktan sonra bunları da konuşmamız gerekir. Akıl ile ilmi buluşturup iman ile aşılayanların aşamayacağı engel, geçemeyeceği geçit yoktur. Rabbim bize bu şuuru nasip etsin.

 

Yerli ve yabancı koşarak geldi

Canlı bulmak için çok emek verdi

Uzaklar, yakınlar hep beraberdi 

Neler hatırlattı bu deprem bize

 

Paranın gerçekten pul olduğunu

Dünyanın ahirete yol olduğunu

İnsanın Allah’a kul olduğunu 

Neler hatırlattı bu deprem bize

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —