Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Mustafa KÖKSAL


ORDU İMAM HATİP LİSESİ

ORDU İMAM HATİP LİSESİ


Kurulduğu yıldan itibaren bu ilin milli takımı gibi idi hep.

Tüm okullarımız da ilin futbol takımları gibi muhteşemdiler...

Bu milli kadronun ben içinde oldum o teknik kadrosu ile, bu efsaneler, Ali Denizli, M. Sait Kırmancı, Hafi Seyhun, Sebehattin Öztürk, Beşir Toprak, Fevzi Karagöz, gibi teknik adamlar ve Zafer Şenel, Ahmet Karagöz, Lütfü kahraman, Ertuğrul Demirbaş, Osman Demir, İdris Nebi Murtazaoğlu, yardımcı antrenörler ile bu kadro içinde oldum onları tanıdım...

Bu kulübün dediğim gibi milli sporcularıda çok kaliteli isimlerdi, kim mi idiler derseniz, Hamdi İnanı, Tayyar Zavalsız’ı, Talip Can’ı, İbrahim Yüksel’i, Mehmet Can’ı, Dursun Türkyılmaz’ı, Ahmet Özütemiz’i, Hasan Kahraman’ı, Mevlüt Çınar’ı, Hayrettin Özbekistan, Feridun Özdemir’i, Ahmet Fevzi Okurer’i, Salih Efiloğlu’nu, Necmettin Ergül’ü, Ali Akdoğan’ı, Hacı Bekir Şahin’i, Feridun Albayrak’ı, Muhammet Erdoğan’ı, Hamdi Özcan’ı, Adil Kocak’ı, Süleyman Top’u, İ.Hakkı Hazineder, Hüseyin Coşkun, Gönül Çelebi, Aynur Nasusbeyoğlu, Kezban Özdemir, Reşat Karataş, Zekai Turan, Yalçın Ünal, Gülay Oral, Fahriye Efendioğlu, Ayşe Sağlam, Zekai Sezer Akkor, Fatma Bayri, Hanzade Uzunömeroğlu, Pakize Çoban, Eyüp Kibar, Nami Öztürk, Melek Çol, Recep Yün, Hakkı Özkan, Ferah Gezer, Ahmet Gül, Zihni Temiz, Hamdi Özel, M. Celalettin Kocamusaoğlu, Melahat Emsen, Cemil Güler, Selami Ateş, Seyfettin Duman, Emine Gül Karaman, Gürdal Delice, M.Şinasi Tepe, Neşe Yüce, Osman Özer, Gulin Çebi, Mehmet Yıldız, Resul Özdemir, Nuri Kahraman ve Mustafa bu takım içinde muhteşem birer Yıldızdılar..

Bir de malzeme, masör, sağlıkçı anlamında isimler, Kemal Erdoğan, Mehmet Gönül, Nami Öztürk, Münevver Gönül, Makbule Günal, Neriman Poyraz ve yemekhanesinde ise diğer değerleri, canları ile Ordu İmam Hatip’te birde mutfaktaki kahramanlar da ayrı güctüler.

Ordu imam Hatip Lisesi o yIllarda milli takım misali diğer öğretim yuvaları da birer o şehrin değerli futbol takımları gibi idiler.

Bende burda uzun yıl öğrenciler ile bu değerler ile çok büyük tecrübe edindim inanın.

Teşekkürler.

 

BAKIN

Ogün ne kuşlar dalda, ne balıklar denizde, hepside bir hışımla karaya vuruyor ve insanda karışıyor kara toprağa vakti gelince, tek tek..

Bu vakti bilmeyen ise, insan olunca dalıp gidiyor yine meçhule. Çocukluğuma mı dönsem diyorsun. Ama dönemiyor insan tuzaklı yollardan.

Kendi yaptığımız hapishane hayatımız, adı ev, aile, akraba, töre olsada, sonra o duvarlar arasında kalıyoruz havasız ve nefessiz.

Ama o hayata bile direnemiyoruz güya insanız. Farklı şekillerde tükeniyoruz biz, kimi doğruyu beklerken, kimi yanlış varlıklara katlanır iken hayatınızdaki olan bedenler. Hava raporu gibi oldular bize, çoğu tatlı rüzgar esintisi gibi, kimileri mevsim tadında koku. Kimileri ise iklimlerde benzedi hep. Ne yaşarsanız yaşayın hepsi birer fotoğraf. Nerede aptal olacağını sen biliyorsan belki yeterince ZEKİsindir.

Negatif insanlar yok mu maruz kaldığın. Radyasyona maruz kal daha iyi. Gönül ne çay ister ne çayhane, gönül sohbet ister çay bahane.

Cehennem var, buna dindarlara aldandı, cennetteki yerini hazır sandı secdede, günahsa benim diyen angutlar da az abi ben çekerim diye halinde çaldımsa ben çaldım diyen zavallı, ölüm yokmuş gibi yaşadı da, ameline güvenen abid aldandı. Bugün sahip çıktığımız yer, misafir olduğumuz yerdi. Ama planları başkasına yapınca, kendinize ikinci plana atınca, birinciye insanızya, kurban edildik, güneşler batacak o meseldüzdenama şimdi ıssız ve yapayalnızım be insan.