Bugün, 8 Ekim 2024 Salı

Abdulkadir DEMİR


ORİMDER’İN GELENEKSEL BULUŞMA!

ORİMDER’İN GELENEKSEL BULUŞMA!


 

Pazar günü OKSM’de Orimder’in Geleneksel buluşma gününe katıldık. Emeği geçenlere teşekkür ederim.

Herşey yerliyerinde, Değişmeden dursaydı eğer. 

Söz ustası dermiydi;

Geçmiş zaman Olur'ki, Hayâlî Cihan Değer''

Bir an acı duyar insan, sevmişse biraz eğer

Anlar ki geçenlerin rüyaymış hepsi meğer

Rüya olsa bile o günlerin hayali cihan değer

Hangimiz yaşamadık o “Hayali cihan değen” geçmişi…

Ordu’daki vatandaşlarının dertleriyle hemhal olan yüce gönüllü insan Ordu Valimiz Muammer Erol duygulara tercüman olacak bizleri mest eden harika bir konuşmayla güne damgasını vurdu. Böylece Ordu halkının gönüllerde Vali olduğunu tescilledi.

Sayın Valim öncelikle Ordu ilimizde Devlet makamının vakarını ciddiyetini ve güven tesisini sağladığınız için size minnettar ve duacıyız.

Devlet baba kimliğini yeniden zihinlerde sayenizde oluşmuştur.

 Devlet geleneğinin ve işleyişinin bu olması gerektiğini gösterdiğiniz için zatiâlinize şükranlarımı sunarım.

“Bizim hareketimiz mesuliyet hareketidir… Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakka uydurmaktır.’’ diyor Nurettin Topçu…

Tüm zamanlarda daimî üç görev bizi bekliyor;

Dikey görevimiz Allah’a karşı,

Bükey görevimiz nefsimize karşı,

Yatay görevimiz topluma karşı…

Bir düşünürümüzün şu tespitini yeniden düşünmemiz gerekiyor:

“Dünya’yı değiştirme iradesini kaybetmemiş herkes gençtir”

Biyolojik yaşa takılı kalamayız… Dingin bir ruh, zengin bir gönül, engin bir zihin ile aşamayacağımız zorluk yoktur…

Bu durumda “Benden geçti.” mazereti ile ötelediğimiz tüm mevzuları yeniden tefekkür etmek durumundayız…

Yeni bir heyecan… Yeni bir merak… Yeni bir hayal… Yeni bir hareket için asla geç değil…

O ki yaşıyoruz… Nefes alıp veriyoruz… Su, ekmek, hava tüketiyoruz… Pekâlâ üretebiliriz… Yürüyebiliriz…

“Benden geçti” deme lüksümüz yok… Sadece mezardaki dostlarımızın lisanı halleri ile bize “benden geçti” mesajlarını ıskalamayalım…

Kaldı ki başımıza kızılca kıyametler kopuyor olsa bile elimizdeki fidanı dikmek inancımızın gereği değil midir?

Sırası gelinci Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’ni 85 yaşında iken böyle bir şah eseri insanlığa armağan ettiğini övünerek anlatırız…

Ashab-ı güziden Ebu Eyyübe-l Ensari Hazretlerinin 90 yaşında İstanbul surlarının dibinde ruhunu Rahman’a teslim ettiğini duygu yüklü cümlelerle dile getiririz…

Bize gelince mi yaş sınırlaması söz konusu oluyor?

Anlamak zor?

Başarı için hiçbir yaş geç değildir… Başarının yaşı yok… Belki beklediğimiz sonuçlar gecikebilir.. Unutmayalım ki er ya da geç sonuçta kazananlar seferi sürdürenler olacaktır…

Mücadelede yaşa takılanların yanılgısı… İlla başarı…

Bizden istenen seferdir…

Zafer Allah’tandır…

Biz elimizden geleni gereği gibi, en güzel şekilde yaparsak gerisini getirecek olan Allah’tır…

Elele verirsek, yekvücut, tek bilek, tek yürek olursak olmazların nasıl mümkün olduğunu Rabbim bizlere gösterecektir…

Ellerimiz temiz olursa, Allah elimizden tutar bizi ayağa kaldırır… Yeter ki kirli yaşamlara tevbe edelim…

“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun.” (Maide, 8)

Ayak oyunlarından vazgeçmeyenlerden, ağırdan alanlardan, “ama”ları ve

“acaba” ları bitmeyenlerden ayağa kalkmaları beklenemez…

Rabbimiz Allah (c.c) bizleri;

Bakan gözü, gören gönlü ve hisseden kalbi olanlardan olmamız niyazımla.