On bir ayın sultanı Ramazan’a başladık ve her zaman olduğu gibi bizleri tatlı bir telaş sardı. Oruç tutmak İslam’ın beş şartından biri ve Ramazan ayı süresince belirli saatler arasında yiyip-içmemeyi gerektirir. Ama acaba belirlenen saatler arasında yemeyi, içmeyi terk etmek acaba oruç tutmuş olmak için yeterli midir? Kısaca oruç aç kalmak mıdır?
Bu yıl ne yazık ki Ramazan’a biraz buruk bir sevinçle girdik. Malum süreç nedeniyle Ramazanlarımızın olmazsa olmazı Teravih namazlarını eski coşkusu ile camilerde eda edemiyoruz. Ve evlerimizde eda etmek durumundayız. Bunda da bir hayır vardır demekle yetinmek zorundayız. Belki de bu nedenle evlerimizi camiye çevirir çoluk-çocuğumuzla evlerimizde teravih namazlarını kılar, ramazanı daha da anlamlandırabiliriz.
Başlığı tesadüfen seçmedim. Bir şeye vurgu yapmak istedim. Genelde beş vakit namazını kılmayıp da Ramazan geldiğinde orucunu tutan azımsanamayacak sayıda insanımız var. Bazılarımız ise sahura kadar oturup, arkasından gündüz geç saatlere kadar uyuyarak, orucu uykuya tutturuyoruz.
Halbuki dinimiz bir bütün olarak yaşanması gereken bir din. Ve biz bu dünyaya kısa bir zaman diliminde öbür dünyayı kazanmak amacıyla geldik. Bu belki bizim ibadet ve gayretimizle belki mümkün değil ama biz elimizden gelen çabayı göstermek suretiyle Yüce Allah’ın merhameti, rahmeti ve affına talip olacak yüzümüz olur.
Oruç ibadeti bir bütünlük arz eder ve bütün uzuvlarımızla yapılan bir ibadettir. Sadece midemizi aç bırakarak tam manasıyla oruç tutmuş olmayız. Dilimize oruç tutturmalıyız; gıybet, dedikodu ve yalandan uzak durarak. Gözümüze oruç tutturmalıyız; haram ve şüpheli şeylere bakmaktan, bakarken gaflet içinde olmaktan sakınarak. Kulağımıza oruç tutturmalıyız; haram sözleri, boş şeyleri dinlemeyi terk ederek. Nefsimize oruç tutturmalıyız; boş istek, emel, hırs ve şehevi arzu ve isteklerden vaz geçerek. Kalbimize oruç tutturmalıyız; dünya ve ziynetlerine olan istek ve arzularımızı içimizden atarak.
Ruhumuza oruç tutturmalıyız; dünya nimet ve lezzetlerine olan bağlılık ve düşkünlüğümüzü koparıp ahiret lezzet ve nimetlerine yönelerek. Dünyaya olan bağlılık ve hırslarımızı yok edip, ukbaya yönelerek her yönü ile güzel bir oruç tutmayı gerçekleştirebilir ve Ramazan ve Oruçtan gereken hazzı, zevki alıp Cenab-ı Hakk’ın arzuladığı bir kul olmayı başarabiliriz.
Ramazan her yönü ile ibadetlerimizin zirve yapması gereken bir ay, bu ayda bol bol, ibadet edip, hayır hasenat yapma, fitre, zekât ve sadaka verme ayı. Komşu, akraba, fakir, fukara herkesle kucaklaşma ve yardımlaşma ayı. Bu ay dargınların, küskünlerin barışma ve kucaklaşma ayı.
İnşallah bu ramazan içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin de sona erdiği ay olur dileğiyle oruca hakkını vererek ve bütün uzuvlarıyla oruç tutabilmeyi Rabbim nasip eylesin. Hepimize hayırlar, bereketler ve faziletler getirsin. Rabbim tutacağımız oruçları hakkıyla tutabilmeyi nasip eylesin.
Bütün din kardeşlerimizin ramazanı mübarek olsun. Bu ayın içinde bulanan ve bin geceden hayırlı olan “Kadir Gecesini” ihya edebilmeyi Allah nasip eylesin. Oruçlarını tutup bayrama ulaşanlardan eylesin.
