Bakara Suresi 205. Ayet; küresel gücü eline geçirdiğinde yeryüzünde düzeni/dengeyi/fıtratı bozarak fesat/bozgunculuk yapanların, ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalıştıklarını bildirir.
Burada yeryüzünde doğal/fıtri dengeyi bozan küresel fesatçıların iki özelliği anlatılır:
- Aileyi bozup nesli yok etmek..
- Ekini ve hayvancılığı bozup Tarımı yok etmek..
Bunların kayığına binip;
"İstanbul sözleşmesi" ile aileyi ve nesli perişan ettik..
“İklim Yasası" ile de korkarım ki tarımı/hayvancılığı perişan edeceğiz..
Kur'an şeytanların kayığına binmenin sonuçlarını;
"Onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler”(Nisa 119) ayetiyle uyarıyor..
Bir gün, İbrahim Ethem hazretleri, Basra şehrinde dolaşırken, Basra'lılar yanına yanaşıp:
"Ey Ebu İshak! Allah'u Tealâ Kur'an-ı Kerimde: "Bana dua edin, (dualarınızı) kabul edeyim."(Ğafir suresi 60) buyurduğu halde, biz hep dua ediyoruz, dualarımız kabul olmuyor. Sebebi nedir?" diye soru sorarlar..
Bu soruya karşılık mübarek zat, bakınız ne cevap veriyor! "
"On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüş, bu on kötü sıfat kimde bulunursa, nasıl olurda, Allah onun dualarını kabul eder?." Diyerek, toplumun en önemli on çeşit hastalığını şöyle sıralıyor:
1- "Allah'a inandığınızı söylüyorsunuz, O'nu tanıdığınızı iddia ediyorsunuz; fakat Ona kul olmaktan/itaatten yüz çeviriyor, yokmuş gibi davranıyorsunuz..
2- Kur'an-ı okuyorsunuz; fakat onun emir ve nehiylerine riayet etmiyor, onunla amel etmiyor, onu hayatınıza yansıtmıyorsunuz.
3- "Şeytan düşmanımızdır" diyorsunuz; fakat şeytanın her isteğini yerine getiriyor; onunla yol yürüyorsunuz.
4- "Peygamberi sevdiğinizi söylüyorsunuz; fakat, Resulüllahın ahlakını/sünnetini yaşamıyorsunuz.
5- Cennete inanıyor, gireceğiz diyorsunuz; ama oraya girmek için gerekli olan amelleri işlemiyor, ahlakı göstermiyorsunuz.
6- Ateşten (cehennemden) kurtulmak istiyorsunuz; oraya girmek istemiyorsunuz fakat oraya götürecek amel/iş ve davranışlardan çekinmiyorsunuz..
7- Ölümün hak olduğunu biliyorsunuz; hergün yakınlarınızı, dostlarınızı birer birer gönderiyorsunuz ancak oraya gereği gibi hazırlanmıyorsunuz.
8- İnsanların yanlışları ile meşgul oluyor sürekli konuşuyordunuz, Ancak kendinize dönmüyor, kendi kusurlarınıza hiç mi hiç bakmıyorsunuz.
9- Rabbinizin nimetlerinden yiyiyor, içiyor, faydalanıyor; ama ne var ki, O nimeti size bahşeden Rabbinize teşekkür/şükür etmiyorsunuz..
10- Ölülerinizi birer birer ellerinizle kabre koyuyorsunuz da; bir gün sizinde başınıza geleceğini düşünüp ibret almıyor, kabirden ayrılınca herşeyi unutuyorsunuz..
(Ebu Nuaym İsfahani, Hilyetül Evliya, 8/15-16.)
*Ah insanoğlu ah....
HAYAL DEĞİL GERÇEK
Ömer b. Abdülaziz Hicri 61. Yılında doğdu,
Annesi tarafından, Hz. Ömer’in torunudur.
Babası tarafı Emevi’lerdendir.
37 yaşında halife oldu.
Şam’daki saray,
Roma sarayı gibiydi.
Mantık roma mantığı,
Ama adı İslâm’ın sarayı idi!
Devlet, Özbekistan’dan İspanyaya kadar uzanıyordu.
Şimdi oralarda 30 dan fazla Büyük küçük devlet var.
Halife olunca, Veda hutbesini Anayasa yaptı, ilk işi olarak;
Mallarını halka dağıttı.
Bütün tapularını yaktı!
Değilse halk bizi dinlemez dedi.
Devlet başkanları için Malların beyanı değil, İnfak esası vardır dedi!
Sadece Şam mezarlığında İki kabir satın aldı.
Bunları gören halk Tereddütsüz itaat ettiler.
Yani devrimi, güçle değil;
Halka benzeyerek yaptı.
Ülkesinde Zekât verilecek
Bir tek fakir kalmadı.
Hasan-i Basri'nin şu sözü;
“70 Bedir’liye yetiştim,
Onlar sof giyerlerdi;
Eğer siz onları görseydiniz Bunlar, deli derdiniz!
Onlar da sizi görselerdi,
Bunlar hesap gününe Kesin inanmıyorlar” derlerdi.
HAYIRLI CUMALAR