Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Tevrat İŞLEYEN


SAĞLIK ÖNEMLİ AMA !

SAĞLIK ÖNEMLİ AMA !


 

Dün olduğu gibi bugün de halk arasında sıkça telaffuz edilen sözlerden biride ‘ hayatta en önemli şeyin sağlık’ olduğudur. Çevremizdeki insanların çoğu ‘yeter ki sağlık problemim olmasın’ diyerek diğer sıkıntıların çok da önemli olmadığına atıfta bulunur. Yine benzer bir tarzda dünyaya yeni gelen bir bebek, ya da büyümekte olan çocuklar için,  gerek ailesi,  gerekse akraba ve yakınları hep sağlıklı olması yönünde temennide bulunur. Bu temenniye diyecek sözümüz yok, ama bu anlamda önceliğin tek başına sağlık değil, iman olması da gerekir. İnsanların birbirine önce iman, sonra sağlık temennisinde bulunması daha mantıklı olacaktır.

Bu ifademi sorgulayabilirsiniz. Lakin sorgulama yaparken şu kriterleri de unutmamakta fayda var. Yüce kitabımız Kuran’da yer alan çok sayıda ayet mealinde, bir insanın hayatında en önemli şeyin o kişinin Allah’a ve ahiret gününe olan inancı olduğunu görürüz. Bir insanın dini inancı olmadıktan sonra ya da dini inancını kaybettikten sonra, sağlık başta olmak üzere sahip olabileceği diğer şeylerin hiçbir önemi ve kıymeti harbiyesi yoktur. Çünkü insanın sahip olabileceği diğer eyler, hep bu dünya ile ve bu dünyadaki hayatla  sınırlıdır. Kaldı ki hak vaki olup öldükten sonra tüm bunların hiçbir değeri kalmamaktadır. Buna karşın insanın inançlı olması ve bu inancını koruyarak bu dünyadan göç etmesi  o kişiyi sonsuz hayat olan ahirette mutlu etmeye yetebilir.

Hal böyle olunca Kuran’a göre sağlık nimetini nasıl algılayıp nereye koymalıyız? Kuran’a göre yukarıda zikrettiğim sağlık ve diğer dünyevi değerler olan para, mal, mülk, aile, eş, dost, makam, mevki gibi algılanır. Öncelikle insan hayatının tamamında ya da bir bölümünde sağlıksız da yaşasa,  yaşadığı sıkıntı bu dünyadaki dünya hayatı ile sınırlıdır. İnsan öldükten sonra bu dünyada sağlıklı ya da sağlıksız yaşamasının hiçbir önemi yoktur. Ahirette sağlıkla ilgili sual sadece ‘sağlığını nerede ve nasıl harcadın’ babında olacaktır.

Bir başka deyişle sağlığı, Kuran’da insanlara imtihan aracı olarak takdim edilen mal, mülk… ve  çocuklar gibi de düşünebiliriz. Bunu iki farklı anlamda yorumlamak mümkün. Yani insanın hem sağlıklı olması, hem de sağlıksız olması,  hayatının belirli bir döneminde yaşadığı sağlık problemleri o insan için bir imtihan vesilesi olabilir.

 Şöyle ki, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş bir Müslümanın hayatını Allah rızası ve ahirette iyi bir makam elde edebilmek için planlaması gerekir. Dolayısıyla Müslümanlar parasını, aklını, zamanını Allah rızası için kullanmakla yükümlüdür. Hatta yükümlülüğün ötesinde sağlıklı bedenini, gücünü, kuvvetini de Allah rızası için kullanmak durumundadır. Bir Müslüman Allah’ın verdiği sağlıklı bedenini Allah rızası için yapılacak işlerde kullanabileceği gibi, boş işlerde hatta haram addedilmiş nahoş işlerde de kullanabilir.

 Diğer taraftan bir Müslümanın hayatının belirli bir döneminde veya tamamında yaşadığı sağlık problemleri veya bir takım özürlere sahip olması da Allah’ın bir sınavı olabilir. Bu durumda Müslüman’ın yaşadığı bu sağlık sıkıntılarına karşı sabretmek, şükretmek seçeneği olduğu gibi diğer tarafta Allah’a isyan etme ihtimali de bulunmaktadır. Bu anlamda Müslüman’a düşen görev, kuşkusuz yaşadığı sıkıntıya sabretmek, sahip olduklarına şükretmek ve yaşadığı bu sıkıntıları ahirette Allah’tan gelecek bir karşılığa dönüştürmeye çalışmaktır.

Sonuç olarak söylemek gerekirse bizlerin, halk ağzında sıkça söylenen sözleri sorgulamamız ve bir kez daha gözden geçirmemiz gerekmektedir. İnançlı pek çok kişinin de ne yazık ki yeterince okumama, araştırma ve dinin önemini anlayamama gibi sebeplerden dolayı, “Her şeyin başı sağlıktır!” sözüne takılıp kaldığını görüyoruz. Bu anlamda aslolan; sağlıklı olmayı ötelememek kaydıyla, gerçek manada inanan insan için, her şeyin başı Allah’a iyi bir kul olarak yaşayıp imanla bu dünyadan göç edebilmektir.