Bugün, 19 Eylül 2024 Perşembe

Kemal MENCELOĞLU


SAHABE OLMAK İSTİYORUM!

SAHABE OLMAK İSTİYORUM!


 

Bütün dünya tanıyor, bilinir hep adları,

Rahmete kavuştular lakin durur tadları.

 

“Sahabe” denir ona Resul’ü gördü gözler,

Hayatları değişti, değişmedi hiç sözler.

 

Muhammed’e inanıp dünyayı dolaştılar,

Burada vedalaşıp cennette kavuştular.

 

Mekke’de filizlenip Medine’ye göçtüler,

Yüce dava uğrunda hep ön safı seçtiler.

 

Mekke’den Medine’den yayıldılar dört yana,

Öyle yüce kahraman gelmedi bu Cihan’a.

 

Dünyayı dolaştılar kesilmedi hızları,

Onların ortak ismi “yeryüzü yıldızları”.

 

Öyle altın  nesil ki, bir daha hiç gelmedi,

Her taraf kan, gözyaşı kutlu bir el silmedi,

Nankördür insanoğlu değerleri bilmedi.

 

Efendimiz buyurdu ki:” Ashabımın her birisi gökte ki yıldızlar gibidir. Hangisine ittiba etseniz sizi sahili selamete çıkarır.” Amenna Ey Sevgili, En Sevgili onda şüphe mi var?! Biz sana inandık iliklerimize kadar iman ettik.

      Sahabe nasıl Medine’den bütün dünyaya yayıldıysa Türk Milleti de Anadolu topraklarından çeşitli maksatlarla bütün dünyaya yayıldılar. Anayurdu, Orta Asya olan bu milletin mensupları dünyanın her yerinde her ülkesinde bulunmaktadır.

       Doğu Avrupa’yı yıllarca idare eden milletimizin evlatları en son altmışlı yılların başından itibaren Batı Avrupa ülkelerine işçi olarak gitmeye başlamıştır. Yaklaşık altmış yıl boyunca acı tatlı mühim olaylar yaşanmış; üç beş yılda gelmek için gidilen yerlerden yıllarca gelinememiştir. Artık onların ismi “ Avrupalı Türkler “olmuştur. Sosyoloji de bunları böyle kayıtlara geçecektir.

       Yarısı Almanya’da olmak üzere beş binin üzerinde Cami ve dernekleriyle, çeşitli ekonomik faaliyetleriyle hayatın içinde yer alan vatan evlatları çocuklarını da okullarında eğitmektedir. Bir gün öğretmen sınıfa gelip,ne olmak istediklerini sorunca herkes bir cevap verir. Öğretmen, mühendis, doktor, avukat...vesaire. Bir yavrumuz da “ Ben Sahabe olmak istiyorum “ der. O da ne demek, nasıl bir meslektir diye sorunca öğretmen, çocuğun izahı yeterli olamayınca; veli toplantısında babasına sorar :” Senin çocuğun sahabe olmak istiyor. Sizde böyle bir meslek varmış, onu bana da anlatır mısın? “deyince baba Sahabe kavramını anlatır. Onun bir meslek değil, yaşam tarzı olduğunu bildirir.

      Öğretmen sahabelere ait kitapları ister, verilir kendisine. İsa Peygamberin havarilerini bilir fakat Hz. Muhammed Mustafa’nın sahabelerinden habersizdir. Okudukça hayret eder, okudukça meraklanır, onlardaki adaleti, asaleti görür. Sonra da bunları yetiştiren öğretmeni hayal eder. Talebesi böyle olan öğretmen kim bilir kendisi nasıldır der. Babadan öğretmenleri hakkında da kitap isteyince Efendimizin hayatı kendisine verilir. Susuz bir insanın kana kana suyu içmesi gibi, onun hayatını didik didik eder. Baştan sona inceler. Mekke’nin Fethine gelince kitabı kapatıp kendi kendine düşünür. Yerimden yurdumdan beni kovanlara güçlü konumdayken ben ne yapardım der ve kendince cevaplar verir. Tekrar açar kitabı bakar ki İslam Peygamberi düşmanlarını onura edecek uygulamalar yapıyor. Evlerine kapananlar, Kabe’ye sığınanlar, Ebu Süfyanın evine girenler, kadınlar, çocuklar, elinde silah olmayanlar, yaşlılar, hastalar emin olsunlar. Size bugün nasıl davranacağım biliyor musunuz? Kardeşleri tarafından kuyuya atılan kardeşim Yusuf gibi davranacağım:” Hepiniz gidin, serbestsiniz; bugün yaptıklarınız yüzünüze vurulmayacak. Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.”(Yusuf 92)

      Bu muazzam hoşgörü ve müsamaha karşısında hristiyan öğretmen: “ Bu ancak Hak bir peygamber davranışıdır “ der ve islama teslim olur. Bir çocuğumuz öğretmeninin hidayetine böylece vesile olur. Bütün mesele o ruhu yavrularımıza verebilmektir. Sahabe olunmaz ama , sahabe gibi yaşamayı arzulayan kaç insanımız var?  Hedeflerimiz , hayallerimiz nereye kadar?

       Kim bilir? Belki de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bulunan bu güzel insanlar sahabe misali iman görevi üslenecekler, Mekke’yi Medine’ye döndürecekler. İmana açık bir kapı bile olmayan yerlerde bugün binlerce kapı, beş binden fazla yapı (cami) varsa başka türlü izahı mümkün mü? Rabbim milletimize tatlı sorumluluklar nasip etsin. Dininin hizmetçisi eylesin.

İslam en büyük nimet kıymetini bilene,

Allah hidayet versin mühürünü silene.