Ramazan yaklaşıyor ya, deyyuslar yine başladılar fetva vermeye. Bunların niyeti üzüm yemek olsa amenna sadakna, ama adamların niyeti bağcıyı dövmek. Oruç tutanlar kadar oruç tutmayanlara da saygımız sonsuzdur. Bu hoşgörümüz de İslam’ın bir gereği olduğunu hatırlatayım. Dinde zorlama yoktur. O zaman aynı saygıyı da siz gösterin de orucumuzu kütürdüsüz patırtısız tutalım kardeşim.
Ama dedik ya, sizin niyetiniz hiç bir zaman üzüm yemek olmamıştır. Ramazan inananlar için çok ayrı manevi güzellikleri olan bir aydır. Bırakın da o manevi havayı doya doya iliklerimize kadar yaşayalım. Geçmiş senelerde Ramazan ile ilgili fetva verenler, şimdi de virüs salgınını bahane ederek aldılar sazı ele. Malum TV kanallarında aman Allah’ım ne fetvalar. Hem de yüce dinimizi, kutsal değerlerimizi aşağılayarak ağızlarına geleni söylemeye başladılar. İnanan insanlar zaten burunlarından soluyorlar. Ama onlar ne anlarlar, ezan okunurken camiye gidememenin acısını? Onlar ne anlarlar, cemaat ile Cuma Namazı kılamamanın bedhahtlığını?
Allah’tan gelene biz sabrediyoruz. Bu salgın için alınan tedbirler hepimizin sağlığı için alınmaktadır. Bunu hepimiz anlayışla karşılıyor ve bağrımıza taş basarak gelecek müjdeli haberleri bekliyoruz. Şimdi tekrar ediyorum. Ben senin namazına, orucuna hiç karışmazken, be utanmaz ve arlanmaz yaratık, sana ne benim orucumdan? Hem de tiye alarak benim kutsal değerlerim ile alay ederek fetva vermeye kalkıyorsun?
Bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız. Fetva makamı orasıdır. Cemaat ile namaz konusunda alınan tüm kararlara gönlümüz el vermese de uydu isek, oruç konusunda da alınan kararlara uyarız. Bırakın zibidiliği, Biz Bize Yeteriz. Devletimiz ne derse O.
