Değerli okurlar yoğun iş programım nedeniyle sizlere uzun aralıklarla yazabiliyorum. Bu nedenle rutin yazılarımı gönderemediğim için affediniz.
Bu günkü yazımın başlığına SAVAŞ dedim. Savaş Nedir? Sadece kendi beynimden geçen bir tanımlamayı yapayım. Bana göre Savaş mutlaka kazanmanız gereken, ancak ne kadar kazanırsanız kazanın sonunda yine kaybedeceğiniz bir mücadeledir. Sonucunda ya hayatınızı kaybedersiniz, ya da tüm kazanımlarınızı kaybedersiniz. Tüm savaşlarınızı kazansanız dahi bir gün hayatınızı kaybettiğiniz de her şey biter. Geride kalanlar yollarına devam ederler. Fakat eninde sonunda varisleriniz veya varislerinizin devamı olanlar mutlaka kaybeder. Bu bir döngüdür. Bu döngünün içinde bir dönem soylular hüküm sürerken, teba hayat savaşı verir. Başka bir döngünün içine girildiğinde Tebalardan bazıları soylu olmuş, soylular ise tebaya dönüşmüştür. Tarihte kitaplarını süsleyen binlerce kralların torunları neredeler bileniniz varmı? Şöyle bir örnek vereyim. İngiliz krallığının tarihte Hanry isimli bir yığın kralı vardır. Kaçıncısı olduğunu hatırlamıyorum. İngiliz krallığı bin yıldır aynı soydan gelen krallarla yönetilmemiştir. İngiliz Krallığı devam etse de hanedanlar değişmiştir. İşte o Hanry’lerden birinin kemiklerine ulaşıldı. Kemiklerinden veya dişlerinden alınan DNA örnekleri üzerinden araştırma yapılmış ve torunlarından birine ulaşılmıştı. Toruncağızın prens olduğundan haberi yok. Marangozlukla uğraşan sıradan bir İngiliz vatandaşı çıkıyor. Döngü dediğiniz işte böyle bir şeydir.
Savaş sadece muharebe alanlarında gerçekleşmez.
Hayat dediğiniz olay zaten başlı başına bir savaştır ve yaşamı sürdürme mücadelesidir. Yaptığınız her iş sizin savaşınızdır. Bu mücadeleyi atalarınızdan devr alır ve sizden devam eden nesillere devredersiniz. Hastalıklarınız, tikleriniz, zayıf yönleriniz, güçlü yönleriniz atalarınızdan sizlere DNA’lar yoluyla miras kalmıştır. Sizlerde aynı şekilde çocuklarınıza veya torunlarınıza devredersiniz. Bu döngü binlerce yıldır devam eder. İşlerinizdeki yükselişiniz yüzyıllar öncesinin bu yüzyıla tekabül eden tekrarıdır. Atalarınızın varlıklı insanlar olduğunu biliyor ve bunu anlatırken, yokluğu yaşıyorsanız acımasız döngünün içinde olduğunuzu bilmelisiniz. Örneğin bizim gibi. Atalarımın bağışladığı Veliefendi çayırında bugün Veliefendi Hipodrumu olarak atlar koşturulurken bizlerin sadece soy ünvanı dışında hiçbir mirasını taşımıyor olmamızda aynı döngünün parçası olmamızdandır. Her insan dışarıdan gelebilecek tüm darbelere karşı dirençlidir. Her kim olursa olsun en büyük darbeyi beklemediği yerden yani, içeriden yer. İçeriden gelen darbelerin telafisi yoktur. Olsa da oldukça büyük hasar bırakır.
Her başarı bir savaşla kazanılan mücadeledir.
Hayatım boyunca mücadele ederek yaşadım ve yaşıyorum. Bu güne kadar her mücadelemden genelde başarı ile ayrıldım. Ancak hiçbir zaman bu bir kariyer ve kariyerle birlikte varlıklara evrilen bir süreç olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Rakiplerinizin veya düşmanlarınızın namertliğini her zaman bekleyebilirsiniz. Namert bir dostum olacağına mert bir düşmanı tercih ederim. Düşmanımın düşmanı namert ise, asla dostum değildir. Kazanmak için asla hileli yollara başvurmadım. Görev başarı ile sonuçlanamıyorsa ısrar etmenin manası yoktur. Eğer ısrar ederseniz hem onurunuzu hem de işinizi kaybedersiniz. Başarısızlığı zamanında görüp tedbirler için liderlerinize çözüm sunabiliyorsanız geç olmadan sunun. Çözüm sunamıyorsanız veya sunduğunuz çözümleriniz kabul görmüyorsa başka limanlara yelken açmanın zamanı gelmiş demektir. En azından şerefiniz sizinle kalır.
Savaş kazanmak, kariyer için değildir.
Hayatını kariyer üzerine oturtanların yolları açık olsun. Bana göre samimi çalışma ve başarılar üzerine inşa edilmeyen her kariyer mutlaka yalakalık içerir. Ancak her çalışmanın ve başarının kariyerle sonuçlanması çok enderdir. Hatta savaşçı ruha sahip ve sadece başarı üzerine odaklanarak çalışan insanların kariyer hesabı zaten yoktur. Onlar sadece bu mücadele de başarmak için vardır. Başarmak farklı, kazanmak farklı kavramlardır. Her başarı her zaman kazanımla sonuçlanmaz. Genelde çok çalışanlar başarır, ancak çoğu zaman bu başarıların üzerine çökecek birileri de bulunur. Hile ve yalan ile sadece günü kurtarırsınız. Fakat gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi özelliği vardır. Hasımlarınızı samimiyetle çalışmadan alt edemezsiniz.
Değerli okurlar, kendimi kaptırıp, gittiğimi fark ettim. Yazdıklarım özgün ve bana ait düşüncelerimdir. Halbu ki ben siyasetten bahsedecektim. Siyasal bilimler de hocalar nasıl anlatırlar bilemem ancak günümüz Türkiye'si ve Dünya için anlatılacak siyaset bilimi kalmadı. Bu olsa olsa herhalde deliliğin siyaset bilimi olurdu. İşte asıl tehlike budur. Tüm Dünya delilerin eline geçti ve delilik hüküm sürüyor. Aklınıza gelen ne varsa, her türlü Dünya delilerin yada aptalların elinde felakete doğru dolu dizgin gidiyor.
Bugün aklımda ne kurguladım neleri yazdım? Tamamen alakasız. Sanırım hepimiz delirdik. Rize'deki bir otelden, Kadir Gecesi, Kalın Sağlıcakla…