Bugün, 22 Aralık 2024 Pazar

Abdulkadir DEMİR


SEFER BİZDEN, ZAFER ALLAH'TAN!

SEFER BİZDEN, ZAFER ALLAH'TAN!


 

Hiçbir ülke Ortadoğu'daki planından ve beklentisinden vazgeçmedi..

Vazgeçmeyecek...Tabiiki bizde ilk günkü dirilikle nöbetteyiz ve ayaktayız...

 Evet..Süreç hızlandı...Bu hamur daha çok su kaldırır..Ama bu süreci daha net algılayabilmemiz için tarihi gerçekleri bilmemizde fayda var..

Şunu anlayalım artık...Dünyanın sahibi olduğuna inanan, Her yüzyılda bir imparatorluklar yıkan, imparatorluklar kur (du)rtan)  devletler üstü bir güç var..Bu gücün merkez üssü İngiltere..Boş yere "üzerinde güneş batmayan tek  ülke" denilmiyor yani... Yeryüzündeki zulümlerin kavgaların anlaşmazlıkların savaşların arkasında hep bu ülke var...Ama ismi hiç geçmez...

Şeytani ailelerin bir araya gelmesinden oluşan bu güç, her yüz yıl için dünyayı hangi gurubun yöneteceğine dair kendi aralarında anlaşmazlıklar yaşarlar..Güç kavgalarına girerler...Devler tepişir...Çimenler ezilir..Ama sürecin  sonunda yine iyilerde kötülerde kendi mefküreleri etrafında toplanırlar...

Ortada bir takım göstermelik savaşlar yaşanır...Millet ve milliyet gözetmeksizin, bu savaşlarda hep fakir ve orta halli ailelerin çocukları ölür... Bu güç savaşlarını hangi gurup kazanırsa, o grup, o yüzyılda dünyayı yönetecek imparatorlukları belirler... 

Ama asla kendi haline bırakmaz... Bu imparatorlukları eyaletlere böler... Eyaletlerin başına valiler atar... Nihayetinde kurduğu imparatorlukları asla kendi haline bırakmaz... Geçen yüzyılın organizatörü olan grup, imparatorlukları yıkmış, yerine devletçikler kurmuştu... 

Devletlerin hiçbiri halkların çıkarı için kurulmamıştı..DEV'letler, DEVLERİN çıkarını korumak için kurulmuştu.. Bu yüzyılın kazananı olan grup, yine kötü olmakla beraber, diğer grup kadar vahşi ve kan içici değil..Bu grup biraz daha işin maddi yönüyle ilgileniyor... Bilen bilir.. Rackfeller ailesinin bir tane halı koleksiyonu vardır.. Bu halı koleksiyonu 7 parçadan oluşur... İlk parçada bir avcının ava çıkışı simgelenir..son parçaya gelene kadar avcı'nın yaşadıkları adım adım  resmedilir.. Avcı ilk parçada ava çıkar... Bir sonraki parçada, iyiliği ve iyileri temsil eden unicorn atını görür...Avlamak için onun peşine düşer... ilerleyen parçalarda, Avcı iyiliği temsil eden unicorn atını bulur ve yaralar...Kan akıtır...Daha sonra biri çıkar ve atı avcının elinden kurtarır.. onun yaralarını Sarar.. iyileştirir...Sonrada onu doğaya salıvermez...Sahiplenir...Çitle etrafını sarar...yani son minvalde iyiler ve iyilik  kazanır..Ama iyiliğin de etrafı çember altındadır...Onu da çit içinde tutan, keyfine göre kullanan  birileri vardır... Resmedilen bu halıların dilini okuduğunuzda, insanlık tarihinin 7 asırı ortaya çıkar...

 

Osmanlı imparatorluğu gibi büyük bir imparatorluk kurulmuş... Fakat bu imparatorluğun içindeki yabancı tebalar asla asimilasyona veyahut da rahatsız edilmeye uğramamıştır.. iki tarafında güllük gülistanlık bir şekilde yaşadığı güzel bir dönem olmuştur.. aynı dönemde Rus ve Alman imparatorlukları da göze çarpmaktadır.. Yani bu çağlar, imparatorluk çağlarıdır... kimsenin dikkatini çekmez ama; ilginç olan şudur... Osmanlı imparatorluğu en azılı ülkeleri bile toprağına katarken, vatikan'a dokunmamıştır... 

Fatih Sultan Mehmet de buranın üstüne fethe çıkarken, Gebze civarında zehirlenerek hayatına son verilmiştir...

Gelelim günümüz gerçeklerine..

Önümüzdeki dönemde büyük ihtimalle, güç dengeleri tamamen terse dönecek...Avrupa elindeki tüm gücü kaybedecek..Türkiye bu döneme  çok daha fazla güçlenerek girecek... Hatta önümüzdeki yüzyılın parlayan yıldızı Türkiye olacak... Türkiye bir el tarafından güçlendirilip büyütülecek...fakat tüm çekişmeler bitip, süreç sona erdiğinde, başına bizim seçtiğimiz değilde kendi istedikleri birini geçirmek isteyecekler... en azından planları bu.. Bu dönem, iyilerin ve iyiliklerin dönemi olacak... En azından, geçen yüzyıl gibi savaşlar olmayacak..Kan akmayacak..Tüm tebalar birbirine saygı duyacak... Bu dönem ideolojilerin değil, iyiliklerin dönemi olacak... En azından dünya tarihi boyunca süreç hep böyle ilerlemiştir... Ama bir detayı da buraya eklemek isterim..

Tabii ki bu onların planı.. Rabbimin de planların üstünde bir planı vardır... Anadolu ve ortadoğu kendi haline bırakılamayacak kadar değerli bir noktadır... Tarihteki tüm süreçler bu topraklarda son bulmuş ve yine bu topraklarda başlamıştır... Çağ değişimlerine bakarsanız hep Anadolu'ya çarparsınız ortadoğu'ya çarparsınız... Çünkü insanlık tarihi de bu topraklarda başlamıştır... Ve yine bu topraklarda son bulacaktır.. Bu yüzden tüm peygamberler evliyalar enbiyalar ve güzel insanlar bu topraklarda dünyaya gelmiştir...yada bu topraklara Akın etmiştir.. tüm manevi fetihler bu topraklarda gerçekleşmiştir... tüm geçiş kapıları bu topraklardadır.. yani öyle  zannettiğimiz gibi, dünyayı yönetenler para mal mülk doğalgaz veya petrol peşinde değiller... bu toprakları elinde tutan, dünyayı yönetir... Ve Allahu Teala Bu topraklara Müslüman bir teba'yı yerleştirerek, şeytani grupların daha fazla ileriye gitmesine set vurmuştur... 

Rock shield ailesinin, 100 yıldır bu topraklardaki müslümanları katletmesinin ve önümüzdeki yüzyılda da bu toprakları tamamen Müslümanlardan boşaltarak, yerine yeni bir Roma imparatorluğu kurmak istemesinin altında yatan sebep de budur... 

Olay budur... Bu durumda bize  uyanık olmak, devletimize milletimize, milli manevi değerlerimize ve kur'an-ı kerim'imize sımsıkı sarılmak düşer.. Çünkü Allahu Teala bu tufandan sadece inananları Galip kılacaktır..Sefer bizden, Zafer Allah'tan inşallah...

Üstat Sezai Karakoç der ki, "Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız 

Biz kirli ve temiz çamaşırları

Aynı zaman aynı minval üzere katlarız

Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız”

Bu şiiri anlayan, her şeyi anlar.. keza üstad Sezai Karakoç, hızır habercisidir..İktibas)

ŞAM’DA EZAN!

Bilal-i Habeşi anlatıyor;

Efendimizin vefatı sonrası,

Denedimse de olmadı,

Ezanı okuyamadım, 

“Muhammedun Rasûlullah”ta 

Boğazım düğümleniyor, 

Ayaklarım taşımıyordu!

 

Ezan, ses bayrağıdır!

Yarıya çekilen 

Bir bayrak gibi, 

Ezan yarıda kalıyordu.

Ashap ondan sonra,

Bana acıdılar, 

Ezan okumam için 

Israr etmediler.

 

Medine dar geliyordu, 

Halife Ebû Bekir’e

“Bırak beni gideyim 

Serhat boylarında

İslam’ı anlatayım” dedim. 

“Bilal, bize kim 

Ezan okuyacak?” dedi.

Benim ısrarım sonucu 

İzin verdi Şam’a gittim.

 

Halife Ömer, Suriye’ye gelmiş 

Beni aramış sormuş;

İhtiyarlamıştım, beni gördü;

Ağlamaya başladı, 

Boynuma sarıldı; 

“Bilal, bir ezan oku” dedi. 

Özlemişti besbelli,

Okumaya başladım 

Ama yine yarıda kaldı.

 

Bu, son Ezanımdı, şimdi

Peygamber müezzini 

Şam’da yatıyor, 

İnşallah Bilaller, yeniden 

Şam’da Ezanı okuyacak ve

Gül devri başlayacaktır!

HAYIRLI CUMALAR