Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Seçkin DOĞAN


SEVGİNİN OTAĞI


Sanatçılar, şairler ve yazar-çizerler sevgiyi kalple ifade ederler, yani sevginin simgesi kalptir. Kalp, sevginin doğduğu, yaşadığı ve karşılık bulduğu  yer olarak bilindiği için, sevgililer sevgilerini ifade ederken ya kalbin içine isimlerini yazarlar ya da içinde isimleri yazılı iki kalbi birleştirirler.

 İnsanlar arasında sevgiyle kurulmayan ve sevgiyle sürdürülmeyen hiçbir ilişki uzun süre yaşayamaz. Akılla, mantıkla inşa edilen ilişkilerde kalbin aydınlığı, kıpırdanışı  ve sıcaklığı yoksa, o ilişki menfaatten ve çıkardan öteye gidemez.  Bir insanın elini sıkarken bile isteğin nereden geldiğini hemen anlarsınız. Bu anlamda  bilge kişiler, “El kalbin uzantısıdır” demişlerdir.

Yarattığı her şeyi en ince detayına kadar bilen Yüce Allah, kadın ve erkeği birlikte yaşamak için yaratmışlardır. Kaldı ki, kadın ve erkek fiziksel, zihinsel, duygusal yönden birbirinden çok farklı iki varlıktırlar. Onların birbirine karşı ilgilerini derinleştiren ne fiziksel güzellik, ne cinsellik, ne şan, ne de şöhrettir. Kadın ve erkeği  birbirine bağlayan manevi bağ kalpteki sevgidir.

Sevgi, bir anlamda “Yaşama kalp gözüyle bakmak” diye ifade edilir. Yaşama kalp gözüyle bakmakla dünya gözüyle bakmak, insanları çok farklı yerlere götürür. Hayata dünya gözüyle baktığımız zaman dünyanız daralır o dünya bizi sıkar. İşte o zaman maddi değerler önem kazanır ve  bakış açımız kısıtlanır. 

Halbuki yaşama kalp gözüyle baktığımız zaman ufkumuz açılır, dünyamız genişler ve kocaman olur. Hem de dünyevi değerler gözümüzde önemini yitirmez ama her şey gerçek yönüyle görünür.

Kalp gözü açık olup sevgiyi sinesine nakşeden insanın içi sevgi doludur. Şefkati, merhameti bol olur. Zihni, ruhu, yolu aydınlık olur. Böylesi insanlarda kavga, gürültü ve  çekişme yoktur. 

Kalp, hayatın merkezi ve sevginin otağıdır. Sevgi ruhun ışığı ile aydınlanır. Kalp zenginliği ruhsal değerlerin yüceliğinden kaynaklanır. Böylesi bir kalbe öfke, şiddet, kin, korku kıskançlık, hasislik giremez. Dahası sevgi insanı yaşama bağlar.

Evet sevgi insanı yaşama bağlar. Sevgi insanı güçlü, korkusuz ve özgür kılar. Sevginin doğal olarak yer almadığı kalplerde korku, endişe, tereddüt vardır. Korku ise  insanı özünden uzaklaştırır.

Özetle söylemek gerekirse sevgi bizim özümüzdür, içimizdeki yücelik ve zenginliktir. İnsanoğlunun yaşayabileceği en yüce duygular sevgiyle hemhal olmuş olanlardır.

 Aslında biz dünyaya sevgi için ve sevgi ile geldik, lakin korkuyu,kini ve nefreti de bu dünyada öğrendik. Öyleyse huzur ve güven içinde yaşamamızın amacı korku, hasislik, kıskançlık, küslük, kavga yaratmak değil; sevgiyi yaymak, iyiliğe, cömertliğe, barışa, huzura ve mutluluğa ulaşmak olmalıdır.