Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


SİZ KİMİNLESİNİZ

SİZ KİMİNLESİNİZ


Siyaset dünyanın her ülkesinde, kirli ve iğrençliklerle dolu. Fakat acaba üçüncü dünya ülkeleri belki bizden daha kirlidir de acaba bizimle aynı kategoride olan ülkelerde bizimki kadar kirli ve pis midir bilemiyorum. Sırf birilerine karşı olduğunuz için sizinle hiçbir ortak yönü olmayanlarla iş birliği yapanlar başka ülkelerde de var mıdır acaba? Normal şartlar altında görüş ve düşünceleri birbirine tamamen ters ve birbirlerini bir kaşık suda boğacak olanların bir araya gelebildikleri tek ülke bizidir herhalde.

Normal şartlarda her siyasi partinin amacı kendi programı doğrultusunda iktidara gelmek ve ülkeyi yönetmektir. Bunu içinde öncelikle kendi tüzük ve programını halka anlatmak ve seçimlerde onların teveccühü ile çoğunluğu sağlayarak iktidara gelmektir. Bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Fakat gel gör ki bizdeki partilerin yüzde doksan beşinin böyle bir derdi yoktur. Hatta bazılarının seçime girmek diye de bir derdi yoktur.

Kimilerinin sadece tabelası, kimilerinin de halk nezdinde bir esamisi yoktur. Ülkemizde şu anda galiba doksanın üzerinde siyasi parti vardır, çoğunun adını bile duymamışsınızdır bile. Niçin kurulur, kimler kurar ve kuruluş amaçları nedir ve o kadar giderlerini kimler karşılar bilen yoktur. Bazıları vardır ki onlar bir başka garabettir. Daha önce başka bir siyasi partide çeşitli görevler yapmışlardır. Kimi bakan, kimi başbakan biler olmuştur ama daha sonra artık nedendir bilinmez kapı dibine konulmuşlardır.

İşte o kapı dibine konanlar, dışlandıkları partilerinden ve liderlerinden intikam almak için yeniden bir parti kurarlar. Kurdukları partinin seçmen nezdinde hiçbir karşılığı olmamasına ve oy olarak da yüzde biri bile bulamamalarına rağmen, sırf şahsi kin ve intikam duyguları yüzünden gider en güçlü rakip partiye payanda olmayı halt sanırlar. Akılları sıra çapsız halleri ile ülkede iktidarı belirlemeye çalışırlar.

Payanda oldukları partinin de iktidar olma diye bir derdi yoktur aslında, sırf gündemde kalmak ve ülkenin gündemini meşgul etme adına olmadık yalan ve iftiraları atarlar. Hatta genel başkanları yalan ve iftiraları nedeniyle çarptırıldığı tazminatlarla rekor kırar. Tazminatlarını da kendi mensuplarına ödetir. İşte böyle garabet bir particilik ve siyaset anlayışı vardır benim ülkemde.

İktidar partilerinin de onlardan çok farkı kalmıyor zamanla. Kadroları şiştikçe, menfaat ve çıkarcılar arttıkça hantallaşmaya başlıyor. Makam ve mevki peşinde koşanlar ve taklacılar gerçek partilileri diskalifiye etmeye başlıyor ve amacından uzaklaşıyor. Hizmet yerine cukkacılar cukkalamaya başlıyor. Yolsuzluklar, adam kayırmalar ve nihayetinde beceriksiz kadrolar sayesinde hizmette sona eriyor. Arkasından liderin sırtına binen adamlarla yolun sonu geliyor.

Aslında yazıyı kaleme almamdaki gaye başka idi ama konu buralara kadar geldi. En başta söylediğim gibi devlete ve millete hizmet için kurulduğunu öne süren partilerin çoğu aslında mensuplarına istikbal sağlama derdindeler. Bunun en güzel örneği de kurulan kirli ittifaklar. Bir araya gelmesi mümkün olmayanları, gizli bir kuvvet bir araya getirip ayrı ayrı amaçlardaki adamları aynı amaç etrafında birleştiriyorlar ve milleti iki yanlıştan bir doğru bulmaya zorluyorlar.

şünsenize hayatı boyunca mücadele ettiği parti ile bir araya gelen insanlar var. Bunlar seçmenleri kadar onurlu değiller ve seçmenlerini de kendileri gibi olmaya zorluyorlar.

Kurulduğundan beri milletin genleri ile oynayıp onu aslından koparmak ve medenileşmek adına bizi taklitçiliğin batağına sürükleyen bir parti şimdi etrafına topladığı aveneleri ile memleketi mevcut iktidardan kurtarmaya çalışıyor ve iktidarla fikri olarak çok yakın olan diğer partilerde ona yandaşlık yapıyorlar.

Oldum olası yaradılışım, inandığım fikirler ve hayat felsefem nedeniyle CHPye hiç ama hiç oy vermem mümkün olmadığı gibi onunla yol arkadaşlığı yapan kim olursa olsun iyi gözle bakmam mümkün değil. Bu nedenle istemeden de olsa onun karşısında yer alan partilere oy vermek benim için bir mecburiyet. En azından kötünün iyisine oy verdim diye teselli buluyorum.

Benim yaşımda olanlar, kendileri görmese bile tek parti döneminde yaşayan Müslüman anne ve babalarının çektiği sıkıntıları doğrudan birinci ağızdan dinlemişlerdir. CHP demek dini ve milli değerlere düşman olanların toplandığı çadır demek ve bu değişmez bir kural. En son Bursa ilimizin bir ilçesinde öğretmenlerine öğrencilerin aynı sınıfta kızlı erkekli değil de kızların ayrı sırada erkeklerin de ayrı sırada oturmasını ve oturma düzeninin öğretmenlerin bu şekilde yapmasını isteyen okul müdürüne solcu bir sendika üyesi öğretmenleri işgüzarlığı sonunda yapılan uygulamayı hepimiz biliyoruz. Toplumumuzun örf, adet ve gelenekleri uygun olan bu istek okul müdürünün linçine neden olmuştu.

Duyarlı velilerin ve sendikaların karşı çıkması ile okul müdürü görevine iade edilmiş ve kefereler kinlerini kusmaya ve laikliğin elden gittiği teranelerini seslendirmeye başlamışlardı. Bunların son örneği CHP içinde yer alan ve gördüğüm zaman tiksinti duyduğum Özgür Özel denen esfeli safilinin beyanatı ve paylaşımını okuyunca neden CHP ve yandaşlarına oy vermediğimi ve onlarla aynı kulvarda olamayacağımı bir kez bir kez daha anlamış oldum. Şimdiye kadar onlara oy vermemiş olduğum için şükrettim. Hatta şimdi düşündüm de rahmetli Erbakan Hocama onlarla koalisyon yapacağını bilseydim oy vermezdim diyorum.

Buyurun Özgür Özel denilen esfeli safilinin paylaşımını birlikte okuyalım ve bunların peşinden giden ve iktidara düşmanlık hisleri ile hareket eden Müslümanlar bir daha düşünsünler. Onlara Ak Partiye oy verin demeye dilim varmaz ama kime oy verdiklerine ve neye hizmet ettiklerine iyi baksınlar derim.

Bu zat diyor ki: “Bu göreve iade kararını yandaş sendikanın baskısıyla verenler bilmelidir ki; 10 yaşında ki çocuklarımızı ayrıştıranlardan bu ülkeye hayır gelmez.

Haydar Akın yeniden görevden alınmalı ve mümkünse bir daha çocuklarımızın yanına yaklaştırılmamalıdır!

Olayı bilmeyenler sanır ki; okul müdürü Haydar Akın cinayet işledi. Adam kızlar kızlarla, erkeler erkeklerle otursun, karışık oturmasın dedi. Birçok Avrupa ülkesinde kızlarla erkeler ayrı okullarda okuyor ama orada herhangi bir problem yok. Anlayın artık CHP bu ve asla değişmeyecek.