Hani bir atasözümüz vardır, "Beni sokmayan yılan bin yaşasın!" Ben de bu atasözümüze, buna kıyas yaparak, "Size dokunmayan, sizi ısırmayan köpek bin yaşasın!" diyorum. İlerideki yıllarda belki bu söz atasözü olabilir.
Atasözü, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka malolmuş, öğüt verici nitelikte sözlere "Atasözü" denmektedir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Ben de tanık olarak "Size dokunmayan, sizi ısırıp yaralamayan köpek bin yaşasın!" atasözünü gösteriyorum.
Hindistan da çok sayıda sahipsiz sokak köpekleri bulunmaktadır. Hindistan nüfus açısından çok kalabalık olduğundan buna paralel olarak sokakta gezen çok sayıda sahipsiz köpek bulunmaktadır. Hindistan bu kalabalık nüfusu ve sokak köpeğine sahip oluşundan dolayı pek hijyene de dikkat etmemektedir.
Hindistan'da "Kast" , yani sosyal sınıf sistemi bu lunmakta dır. Bu sosyal sınıfın en üstünde bulutabaka ki buna elit tabaka denir. Sokak köpekleri bu sınıftaki insanlara hiç saldırmaz, onları hiç ısırmazmış! Hindistan 'ın sokak köpekleri bile adam seçer kast sistemine riayet edermiş.
Bu tabakanın insanlarının pantolon paçalarının daima tertemiz ve ütülü olduğu görülürmüş!
Bu sınıfta ki insanlar, elit tabaka o kadar çok meşgulmuş ki, meşguliyetlerinden dolayı önünden geçen sokak köpeklerini görmezlermiş bile. Sokak köpekleri de onlara jest yapıp onları görmezden gelirmiş. Aralarında şöyle bir diyalog geçermiş "Ne sen beni gördün, ne de ben seni!"
Hindistan da sosyal sınıfın en altında bulunan bir sınıf daha varmış, bu sosyal sınıfa "Parya" derlermiş. "Parya" adı verilen bu sınıf, her türlü hak'tan yoksun, küçük görülen , elit tabaka arafından önemsenmeyen bir gurupmuş.
Hindistan 'da başıboş gezen sokak köpekleri hep bu sosyal sınıfa ait olan insanların kadın ve çocuklarına saldırırmış! Sokak köpekleri Kadınlar günü falan dinlemezlermiş!...
Bundan dolayı, "Parya" sınıfında, en alt tabakadaki insanların pantolon paçaları sokak köpekleri saldırısından dolayı hep yırtılırmış! Adamların paçaları yırtık olduğu için pantolonların boyu dizlerine kadarmış!
Hindistan kast sistemi, sosyal sınıf sistemi olmakla beraber bu ülkede yaşayan insaflı ve vicdanlı insanlarda varmış. Bu insaflı ve vicdanlı insanlar "Kast sistemi" nin en aşağısında bulunan ve önemsenmeyen bu topluluğun çocuklarının ve kadınlarının sokak köpekleri tarafından devamlı ısırıldığını, yaralandığını, hatta bundan dolayı öldüğünü görünce, Hindistan 'ın paçası yırtılmamış, sokak köpekleri tarafından ısırılmamış tabakasına haykırarak "Sizin hiç mi vicdanınız yok? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Sizin çocuklarınız, sizin kadınlarınız Hindistan sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrasa ne yapardınız? Nasıl olsa tuzunuz kuru!
Yakışıyormu size? diye serzenişte bulunurmuş!..
Hindistan' ın elit tabakası bu haykırışı sanki duymamış gibi hareket ediyormuş! Hindistan 'ın elit tabakası, bu serzenişe şöyle cevap verirlermiş.
Hele bir bakalım! Hele durun bir yasa yapalım!
Hele durun "Köpeğine sahip çık!" kampanyası yapalım! Hele durun! "Köpeğin hatırı yoksa, sahibinin hatırı var!" "Sorumlular hesap verecekmiş!"
"Gereken yapılacakmış!" konferansı düzenleyelim! der, dururlarmış!
Hindistan 'daki varoşlarda yaşayan, ekonomik düzeyi düşük, mahallenin alt yapısında eksiklik olan sosyal sınıfın en alt kısmında yaşayan önemsen meyen, çocukları sokak köpeklerinin saldırısı sonrası ölen "Parya" sınıfı her zamanki gibi boyunlarını bükerek içinde bulundukları durumu en garanti yere "Allah' a havale " etmekten başka çarelerinin ol madığını anlamışlar.
