Bugün, 8 Ekim 2024 Salı

Dr. Öğr. Üy. Deniz DENİZ ÖZTURAN


SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI/DÜNYA NE KADAR DA KÜÇÜK

SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI/DÜNYA NE KADAR DA KÜÇÜK


İlk sosyal ağ sitesinin 1997 yılında yayına başlayan SixDegrees.com sitesi olduğunu biliyor muydunuz? Bu site adını ‘6 derecelik ayrım teorisi’nden, diğer söylemiyle ‘ küçük dünya hipotezi’den alıyor. 1967 yılında sosyal psikolog Stanley Milgram dünyadaki herkesin birbirine en fazla 6 kişi uzaklıkta olduğunu söyleyen bir teori ortaya attı ve test etti. Çalışmanın sonucuna göre bir kişinin bir hedef kişiye ulaşması için ortalama 6 kişiye ihtiyacı var.

Peki günümüzde?

Sosyal medya (SM) aracılığıyla dünya daha da küçüldü. Facebook, instagram, twitter en sık kullandığımız sosyal medya platformları… Bir yazara, bir siyasetçiye, bizim için ulaşılması önceden daha uzun zaman alacak kişilere sosyal medya sayesinde daha kolay ulaşabiliyor; duygularımızı, düşüncelerimizi, videolarımızı, anlarımızı birçok kişiyle paylaşabiliyoruz. Bunlar sosyal medyanın olumlu özellikleri… Peki ya bağımlılık?

Yapılan çalışmalar sosyal medya bağımlılığının da alkol madde bağımlılığı gibi büyük sorunlara, aile ilişkilerinde bozulmaya, iş performansında azalmaya, depresyon gibi ruhsal hastalıklara neden olabileceğini göstermiştir.

Ne zaman bağımlılık?

-Sosyal medyayı düşünerek çok fazla zaman harcıyorsak, giderek daha fazla kullanma arzusu hissediyorsak, kişisel sorunlarımızı unutmak için kullanıyorsak, bırakma denemelerimiz başarısızlıkla sonuçlanıyorsa, işlerimizi ve sorumluluklarımızı bu nedenle aksatıyorsak ‘bağımlılık’ geliştirmiş olabiliriz.

Neden ‘herkes’ değil de ‘bazıları’ bağımlı oluyor?

Her insanın sevgi, ait olma, ilişki kurma gibi ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları karşılandığında iyi, karşılanmadığında ise kötü hisseder. Her bireyin kendine özgü davranış kalıpları vardır. Bazı kişiler dışa dönüktür yani sosyal ve onay arayıcıdırlar, bazı kişiler ise içe dönük... Sosyal medya kullanırken dışa dönük insanlar, davranışlarını daha rahat sergileyebilirken; toplumda daha sessiz ve içe kapanık bireyler de sosyal medya aracılığı ile daha kolay iletişim kurabilmektedirler. Eğlence amacı, popularite artışı, diğer kullanıcılardan gelen olumlu geribildirimler kullanımda artışa neden olurken aynı zamanda bireylerin zaman zaman yaşadığı olumsuz duygulanımı da azaltarak tekrarlanan davranışlara neden olabilir.

Ne yapmalıyız?

-Öncelikle bunun bir sorun olduğunu kabullenin.

-Biri ile konuşmanız gerektiğinde yazarak iletişim yerine konuşarak iletişimi seçin, arayın.

-Egzersiz, kitap okumak gibi sevdiğiniz alışkanlıklarınıza vakit ayırın.

-Sosyal medya bildirimlerinizi sessize alın.

-Gün içinde sosyal medyada ne kadar vakit geçireceğinize dair bir süre belirleyin (mesela günde bir saat).

-Telefonunuzu bir kenara bırakın ve sevdiklerinizi dinlemeye, onlarla vakit geçirmeye ve anı yaşamaya önem verin.

GÜNLÜK HABERLERİ KAÇIRABİLİRSİNİZ AMA GERÇEK HAYATI KAÇIRMAYIN…