Sosyal medya, günümüzün en büyük paylaşım ağı ve takip edilen önemli bir mecra haline geldi.
Her şeyi anlık takip edebilmek için evet güzel ama bununla sınırlı kalmıyor.
Yediğimiz, içtiğimiz, gezdiğimiz, aldığımız, verdiğimiz her şeyi paylaşır olduk. Psikolojimizi etkileyen sanal bir ağ haline geldi.
Göz hakkı, kul hakkını unutur olduk.
Yalnızca biz değil, tüm dünyanın başı sosyal medya ile dertte.
Son zamanlarda her şeyin zamlanması ile yaşam oldukça zor hale geldi. Geçim derdi ile uğraşan aileler, sosyal medyada gördükleri yüzünden yapamadıklarının ezikliğini yaşıyor. Çocuklar daha fazla istek içerisinde bulunuyor, aile fertleri daha çok, zor durumda kalıyor. Hepimiz iyi, güzel yaşamak isteriz. Ama imkânlar el verdiği kadarını yapabiliyoruz.
Kimsenin hayatına, yaşadıklarına, gezdikleri, yedikleri, içtiklerine de sözümüz yok. Olmayanları da düşünelim. Sürekli paylaşmak değil de en azından dozunu ayarlasak fena olmaz.
Paylaştığımız fotoğrafların yüzde 90'ında mutlu görünüyoruz. Peki, gerçekten mutlu muyuz o karelerde yoksa "mış" gibi mi yapıyoruz. Fotoğraflara bakınca herkes mutluysa, oh ne güzel hayatla bitirelim. Ama maalesef değil! Bu yönde paylaşım yapmak için kendimizle yarışıyoruz. Ağlarken kimleri gördük? Kavga ederken kim paylaşım yapıyor? Lütfen kendimizi kaptırmayalım.
Kimse her gün ne yaptığınızı inanın merak etmiyor.
Hep kötü yanlarından bahsetmeyelim, oldukça yararı da var aslında. Gelişim adına, gündemi anlık takip edebilmek adına çok güzel değil mi? Kendimizi geliştirmek adına da birçok yanı var.
Kendimizi hep güzel yönlerde geliştirip, günümüz teknolojisini daha sağlıklı ve daha faydalı işlerde kullanmak dileği ile…
Kalın sağlıcakla…
