Bugün, 25 Nisan 2025 Cuma

Abdulkadir DEMİR


SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAK..

SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAK..


“Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.”(İsra Süresi 34.Ayet)

“O müminler, güvenilir ve verdikleri sözü yerine getirirler.””(Müminun Suresi 8. Ayet) ...

İnsan bir ağaca benzer, kökü, ahdinde durmaktır. (Hz. Mevlana) 

Din kardeşinle münakaşa yapma. Ona söz verip de, sözünden dönme. 

Söz vermek, borçlanmak demektir. 

(Hadisi Şerif) 

Söz veripte sözünü tutmak güven artırır, sözünde durmamak ise insana olan güveni azaltır. İnsanın adam olduğu verdiği sözü tutmasına bağlıdır. 

En çok hassasiyet gösterdiğim hususlardan birisidir. Söz verip, sözünde durmanın ehemmiyetine dair iki anektod paylaşalım da payımıza düşeni alalım ne dersiniz?…

1- Mithat Cemal’e göre Mehmet  Akif’te mefhumlar ve doğrular tektir. Söz verdi mi, onu mutlaka yerine getirecektir. 

Akif, Meşrutiyetin ilk senelerinde, bir cuma günü Midhat Cemal’le sözleşir. Akif, Kuntay’ın Çapa’daki evine gidecektir. O gün adam boyu kar yağar. Arabalar, tramvay, tren ve vapur, hava şartlarından işlemez. Sütçü ve ekmekçiler, kar ve tipiden dışarı çıkıp, dağıtım yapamaz. Vakit öğle olmuştur ve ekmekçiler hâlâ, ortada gözükmemektedir. Derken kapı çalar: Midhat Cemal, karşısında Akif’i görür. Büyük şairin bıyığının yarısı donmuştur. Midhat Cemal. Akif in kar ve tipiye rağmen, Beşiktaş’tan Çapa’ya nasıl geldiğini merak eder. O, bu mesafeyi yürüyerek kat etmiştir. Midhat Cemal. Akif in bu havada yürüyerek oraya gelmesine, hayret eder. Akif ise, arkadaşının hayretine şaşırır. Akif: “Gelmemem için kar, tipi kâfi değil, vefat etmem lâzımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim.” cevabı üzerine;
Midhat Cemal, daha da şaşırır ve: “İnsanların birbirlerine verdikleri sözün, bu kadar korkunç bir şey olması beni ürküttü.” der ve ardından Akif’e esprili bir cevap verir:
“Akif. Sen eğer verilen sözün manasını bu türlü anlıyorsan, bana izin ver de ben bu türlü anlamayayım. Benim verdiğim sözün, şiddetli bir lodosa bile tahammülü yoktur.” Hatta bu söz vermedeki hassasiyetini gören Mithat Cemal, sonraki tarihlerde ona söz vermekten çekinir.


2- Çok yakın dostlarından Fatih Gökmen de söz verme konusunda şunları anlatır: 

Aramızda geçen bir olayı anlatayım: Ben Vaniköy’de oturuyordum. Kendisi de Beylerbeyi’nde. Bir gün öğlen yemeğini bende yemeyi, sonra da oturup sohbet etmeyi kararlaştırdık. O gün, öyle yağmurlu, boranlı bir hava oldu ki her taraf sele boğuldu. Havanın bu haliyle karadan gelemeyeceğini tabii gördüm. Yakın komşulardan birine gittim. Yağmur, bütün şiddetiyle devam ediyordu. Eve döndüğümde ne işiteyim, bu arada. Mehmet Akif Bey sırılsıklam bir vaziyette gelmiş. Beni bulamayınca, evdekilerin bütün ısrarlarına rağmen içeri girmemiş. “Selam söyleyin” demiş ve o yağmurlu havada dönmüş gitmiş! Ertesi gün, kendisinden özür dilemek istedim. “Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felaketle, yerine getirilmezse mazur görülebilir.” dedi ve benimle altı ay dargın kaldı.”

 

Söz sahibinden ayrı yürüyorsa 

İkisinide bırak...!!!

"bir insana değer vermek, özen göstermek, onun kıymetini bilmek de bir kültürdür. Bunun bir eğitimi yoktur, kitaplarda da yazmaz zaten. Bunun yolu insan olmaktan geçer."

Gönlü güzel insanların gönlünde olmak güzeldir. 

Soz verip sözünü tutanlardan güven verip Güven  verenlerden olmamızı Rabb'im bizlere nasip etmesi niyazımla…..