Muzaffer GÜNAY (GİZEMLİ HİKAYELER)

Tarih: 01.03.2023 09:46

SU ALTI MERAKI -1-

Facebook Twitter Linked-in

 

Fantine, su altı sporlarını çok severdi. Küçüklüğünden, daha beş yaşından itibaren havuzlarda başlamıştı su altına olan merakı. On üç yaşına gelince bir su altı spor kulübünün en başarılı sporcularından biri olmayı başarmıştı. Hele deniz dibindeki o renk renk, birbirinden ilginç hayvanları, hiç görmediği deniz dibi bitkilerini incelemek ve bu arada, güzel bir su altı gezisi yapmak, Fantine için, belki de hayatını manalandıran bir amaçtı.

Fantine’nin kendine özel bir merakı daha vardı. Su altında geçen zamanlarını o esnadaki gezi, gözlem ve incelemelerini, günlük tuttuğu defterine yazardı. Böyle böyle tam on dört tane defteri doldurmuştu. Bir ağustos günü; sıcağın da sıcağı bir hava..

Fantine,  böyle güzel günleri asla boşa geçirmezdi. Bir arkadaşı ile gitmek istiyordu bu gün, denize, Ama kiminle gidebilecekti? En çok kafası kiminle uyarsa onunla. Bu, olsa olsa İrene olurdu. Kendisi gibi su sporlarına oldukça meraklı ve pek beceri kli olan İrene’ yi telefonla aradı ve razı etti. Birlikte yola koyuldular.  Gözlerden ırak bir yere geldiler. Deniz oldukça sakindi ve koyu lavcivert bir renge bürünmüştü.

Oksijen tüpleri ve öteki bütün malzemeleri yanlarındaydı. Fakat, İrene, bir şeyden hoşnut değildi;

-              Çok ıssız buralar Fantine! Dedi.

Fantine:

-              Bence daha iyi, sırnaşık erkeklerin pis bakışlarından kurtulmuş oluruz hiç olmazsa..

Sesini çıkarmadı İrene.

Su altı sporu elbiselerini giydiler. Oksijen tüplerini yüklendiler. Birbirlerine iyi eğlenceler dileyerek ayrı ayrı yerlerden suya, koyu lacivert denizin sakin sularına gömülerek kayboldular.

İrene, fazla derinlere inmedi. Bilerek inmedi. Her hangi bir tehlike anında yardım edebilecek birileri yoktu çünkü yukarıda.

Fakat, Fantine tam aksine hem açılıyor, hem de derinlere, daha derinlere doğru iniyordu. Artık en ilginç, birbirinden tuhaf deniz hayvanlarının sürüler halinde dolaştığı derinliklerde bir balık rahatlığı ile yüzüyordu.

Ama bu keyfi yarıda kesildi.

Arkası istikametinde bir köpek balığı üstüne geliyordu, ama kendisinin bundan haberi yoktu. Normal haliyle sağ tarafına bakındı. Fakat o da ne; neyin nesiydi? Babası Javer, giyinik vaziyette denizin dibinde kendisine yakındı. “Aman Tanrım!" Diye söylendi Fantine. Bu olacak şey miydi ki?!. Babası tam iki bin mil kadar uzaklarda New Orlien’deydi Kötü bir kabus gördüğünü düşündü bu bir kaç saniye içinde ve fakat babasına takılı kalmıştı gözleri.

Javer, aceleyle bir yerleri işaret ediyordu.

İşaret ettiği yere baktığında, korkusundan küçük dilini yutayazmasın mı genç kız. Kocaman bir köpek balığı bir kaç metre kadar yaklaşmıştı.

Ani bir hamle yaparak, bir kaç metre yukarılara çıktı ve biraz sağa doğru kaçmayı başardı. Köpek balığı tehlikesini böylece savmıştı, savmıştı ama şimdilik.

Çok geçmeden babası yine belirdi suyun içinde ve kızına bu kez yine işaretle yeni bir tehlikenin haberini verdi.

Kız, heyecan ve korkuyla sol çaprazına bakındı ki, yine azgın bir köpek balığı süratle kendisine doğru geliyordu. Artık, cesareti kalmamıştı, çevik ve soğukkanlı olmaya çalışarak suyun yüzüne çıktı.

İrene ortalıkta yoktu.

Uzun bir süre bekledi Fantine. Arkadaşına bir şey olmasından korkmuştu. Biraz daha bekledi, gözleri suyun üzerinde olduğu halde.

Yoktu, İrene görünürlerde bir yerde, suyun üstünde filan yoktu. Yani denizin içindeydi. Ama acaba ne durumdaydı? Yoksa kendisi gibi köpek balıklarının saldırısına mı maruz kalmıştı? Ya da kramp filan mı vurmuştu bir yerine? 

Bu duygular, Fantine’yi aşırı derecede yormuştu.

>>>devam edecek...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —