Yine bir ayı daha acısıyla ve tatlısıyla bitirdik.
Zaman su misali akıp giderken ömürde su gibi hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Aylar günlere, yıllar ise aylara dönmüş durumda. Zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor anlamadan bitiyor düşünmeden edemiyoruz.
Mayıs ayına daha dün girdik gibi hissederken bir bakıyoruz ki takvim de Haziran ayına geçmişiz. Zaman bu kadar hızlı geçerken sevinsek mi üzülsek mi onu da bilemiyoruz…
Zaman çok hızlı… Zaman herkese farklı hayatlar ve yaşantılar sunuyor. Kimi zamana yenik düşüyor, kiminin başarıları zamanla geliyor kiminin ise kayıpları zamanla oluyor. Zaman herkese aynı akıyor ama herkese farklı yaşantılar getiriyor.
Bazen düşünüp duruyoruz, akıp giden zaman da keşke en sevdiklerimizin yanında hep en mutlu günlerimizde kalabilsek diye… Ama bu maalesef ki mümkün olmuyor. Zamanı tutabilmek mümkün değil.
Takvimlerde günleri çevirirken bir bakıyoruz ki ayları, yılları ve hatta ömrü yemiş bitirmişiz….
Keşke hiç büyümesek, diye kendimizi bu düşünceden alıkoymadan edemiyoruz… Zaman yâda hepimize mutluluk getirse, hiç kimsenin yaşantısı kötü olmasa… Böyle olsaydı gelen zamanında bize sakıncası olmazdı ama maalesef zaman hepimize farklı geldiği için bizde en sevdiğimiz anımızda kalsak diye düşünmeden edemiyoruz.
Zamanın hepimize güzellikler getirmesi temennisiyle…
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle… Hoşçakalın…
