Bugün, 12 Eylül 2025 Cuma

MURAT UYGUN (Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili)


SUÇUN GÖLGESİNDE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR

SUÇUN GÖLGESİNDE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR


 

Toplum olarak, geleceğimiz olan çocuklara büyük umutlar bağlıyoruz. Onların sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler olarak yetişmesini istiyoruz. Ancak, ne yazık ki, zaman zaman masumiyetin suçun gölgesinde kaybolduğu hikayelere tanık oluyoruz. Peki, bir çocuk neden suça yönelir. Bu sorunun cevabı, yalnızca bireysel tercihlerde değil, aynı zamanda onları kuşatan sosyal, ekonomik ve çevresel faktörlerde gizlidir. Çocukları suça yönlendiren, sanıldığı gibi sadece "kötü niyetli" kişiler değil, aynı zamanda ilgisizlik, yoksulluk, bilgisizlik ve en önemlisi, eksik bırakılan sevgi ve şefkat olabilir.

AİLENİN ROLÜ VE İHMALİN BEDELİ

Çocukların ilk ve en önemli sığınağı aileleridir. Güçlü aile bağları, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini, doğruyu yanlışı ayırt etmelerini ve sağlıklı kararlar vermelerini sağlar. Ancak, parçalanmış aileler, ebeveyn ilgisizliği veya aile içi şiddet, çocukları koruyucu kalkanlarından mahrum bırakır. Sevilmediğini, anlaşılmadığını hisseden bir çocuk, aidiyet arayışına girer. Bu arayış, çoğu zaman onları yanlış arkadaş gruplarına, kolay yoldan para kazanma vaatlerine veya basit bir "kabul görme" duygusuna yönlendiren tehlikeli yollara sürükler. Bu noktada, ebeveynlerin ve ailenin, çocuklarının hayatlarındaki sorunları ve değişimleri fark etmeleri, onlarla açık bir iletişim kurmaları ve onlara destek olmaları hayati önem taşır. İhmal, suçun ilk ve en büyük tetikleyicilerinden biridir.

Eğitim, bir çocuğun hayatındaki en güçlü dönüştürücü güçlerden biridir. Okul, sadece bilgi edinilen bir yer değil, aynı zamanda sosyal becerilerin kazanıldığı, kurallara uymanın öğrenildiği ve farklı bakış açılarının keşfedildiği bir platformdur. Ancak, yetersiz eğitim imkanları, okulu sevmeyen veya okulda dışlanan çocuklar için tehlikeli bir kapı aralayabilir. Okuldan uzaklaşan bir çocuk, sokakların sert gerçekliğiyle çok daha erken tanışmak zorunda kalır. Dolayısıyla, devletin ve toplumun, her çocuğun kaliteli ve erişilebilir bir eğitim alma hakkını sağlaması, okulların güvenli ve kapsayıcı ortamlar haline getirilmesi büyük bir sorumluluktur. Unutmamalıyız ki, cehalet, suçun en verimli zeminidir.

Çocukları suça yönlendirmekten korumak, sadece yasalara uymak veya cezai yaptırımlar uygulamakla mümkün olmaz. Gerçek çözüm, koruyucu ve önleyici tedbirlerde yatar. Bu, bir yandan ailelere çocuk yetiştirme konusunda destek programları sunmak, diğer yandan da ekonomik zorluklar içindeki ailelere sosyal yardım sağlamaktır. Mahallelerde çocuklar için güvenli parklar, spor alanları ve kültürel etkinlik merkezleri oluşturmak, onların boş zamanlarını olumlu aktivitelerle doldurmasını sağlar. Toplumun her bireyi, bir çocuğun hayatına dokunarak fark yaratabilir. Bir öğretmenin sıcak bir sözü, bir komşunun gösterdiği ilgi, bir sosyal hizmet uzmanının yönlendirmesi, bir çocuğun kaderini değiştirebilir.

Sonuç olarak, çocukları suça yönlendirmeyin derken, bu yalnızca bir uyarıdan ibaret değildir. Bu, aynı zamanda bir çağrıdır. Çocuklarımızı koruma, onlara yol gösterme ve en önemlisi, onlara güvenli, sevgi dolu bir gelecek sunma çağrısı. Unutmayın, bir çocuğun suça yönelmesi, aslında tüm toplumun ortak bir başarısızlığıdır. Bu yüzden, onların masumiyetini korumak, her birimizin en temel sorumluluğudur.

Esen Kalın...