Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Levent AKTAŞ


ŞÜKÜR NEDİR, BİLMİYORUZ!

ŞÜKÜR NEDİR, BİLMİYORUZ!


Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allah-ü Teâlâ’nın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır.
Şükür, Allah-ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, günahlardan kaçınmaktır. İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur.
Şükür; nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir. Bu amel, kalb, dil ve diğer azâlarla olur. Kalb ile iyiliğe niyet eder. Dil ile hamd eder, şükrünü açıklar. Uzuvlarla şükür ise, Allah-ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Mesela gözün şükrü, müslümanların, arkadaşların kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmaktır.

Biz insanoğlunun gözü o kadar aç ki, elimizin tersiyle ittiklerimiz bazıları için bulunmaz bir nimet haline gelebiliyor.
Örnek vermek gerekirse, Afrika ülkelerinde insanlar yiyecek yemek bulamazken, biz tabak tabak yemeği ya artırdığımız için ya da yemediğimiz için çöpe döküyoruz. Giymeye kıyafet, içmeye su bulamayan bu insanlar zaman zaman açlıkla mücadele ediyorlar. Bazen açlık ve susuzluktan binlerce insan ölüyor. 
Böyle bir durum karşısında yine Allah’a şükredip, hayata tutunmayı bilen bu insanlar karşısında bazen sormak geliyor içimden. Gerçekten biz müslüman mıyız?
“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen bir peygamberin ümmeti bu kadar vicdansız ve bu kadar şükürsüz olabilir mi? Allah’ın verdiği nimetleri bu kadar savurganlık ve vurdum duymazlıkla kullanabilir mi? Çok şaşırıyorum bu duruma.
Sabah kalktığımızda bile o güne uyanmanın heyecanı ile şükretmek gerekmez mi? Allah’ın bize verdiği hastalık, felaket, sıkıntı ve dertlerin sadece bir imtihan olduğunu düşünerek yine de bu duruma şükretmemiz gerekmez mi?
Çoğu insanı memnun edemediğimiz bu dönemde her şeyi dert edinen, aldığımız ayakkabının markasını beğenmeyen, yemeği seçip sevmeyen, şükür bilmeyen yeni nesiller yetişiyor. 
Buna karşılık, bazı şeyleri öğrenebilmek için bir gün bir hastaneye gidin. Gözü görmeyen, ayağı tutmayan, başkalarının sırtında hayatını sürdürmeye muhtaç olan insanları görünce, aslında markanın da yemek seçmenin de ne kadar bencilce ve saçma olduğunu fark edeceksiniz. 
Her şeyin Allah’tan geldiğine ve bu dünyanın bir sınav dünyası olduğunu unutmamak gerek. Her şeye rağmen şükretmeyi bilmeli, her daim “Allah var, gam yok” demeliyiz. İçini Allah’a döken, her ne olursa olsun Allah’a güvenen, umut eden hiç kimse yolda kalmaz. Allah da onu dara düşürmez. Öyleyse her daim “elhamdülillah” demeyi bilmek gerek.
Günlerinizin sağlıklı ve güzel olduğu, dilimizin duadan eksik olmadığı nice güzel haftalar sizinle olsun.