Bu yazımda biraz ironi yapmak istiyorum.
Geçenlerde Arabistan'da güzellik yarışması yapılmış!... Arabistan, güzele, güzelliklere düşkündür!..
Arabistan bu konularda, böyle yarışmalarda geç kalmış Olmalı! Halbuki biz bundan ortalama doksan sene önce ülkemizde güzellik yarışması yaptık!.. Ülkemizdeki elemelerden sonra Avrupa elemelerine katıldık, orada da birinci olarak bizi seçtiler! Peki öyleyse Avrupa bizi neden birinci seçti?
Rivayetlere göre, ülkemiz güzelini birinci olarak seçen Avrupa jüri başkanı, seçtikleri Türk kadınının güzel olup olmadığının önemi olmadığını, önemli olanın bunun Hristiyanlığın bir zaferi olduğunu ifade etmiştir ....
Avrupa ve Hristiyan alemi, Arabistan'da yapılan güzellik yarışması için aynı şeyleri düşünüp hemen hemen aynı ifadelerde bulunacaklardır diye düşünüyorum.
Önceleri at ve deve yarışmaları yapan Arabistan, bu yarışmaların yeteri derecede ilgi görmediğini böyle yarışmalardan kendilerine yapılacak bir takdir görmeyeceğini anlamış olmalı ki, artık kadın güzellik yarışmalarını başlatmış, göze girme yolunda bir adım atmış Malezya da güzellik yarışmasına katılmıştır.
Gene az bir müddet önce Almanya'da düzenlenen Miss Germany 2024 isimli güzellik yarışmasında 39 yaşındaki İranlı Apameh Senauer Almanya’nın en güzel kadını seçilmiş... Bu kadının bir özelliği varmış, o da İran düşmanı olmasıymış! Eh! Mesele anlaşılıyor!....
Ver gazı! Ver coşkuyu! İslam ülkelerinde güzellik yarışmalarına ver coşkuyu! İslam ülkelerinden güzellik kraliçeleri çok seçin, birincilikleri hep onlara verin ki devamı gelsin!..Çünkü Avrupa ülkelerinde artık birinci seçilebilecek güzel kadın kalmamış ! Hepsi çirkinmiş!.
Eh! Bundan sonra Arabistan'da bu durum, bu eylem diğer adını henüz bilmediğimiz yarışmaların kapısını da açmış oldu diye düşünebiliriz! Arabistan'dan zamanla böyle sürpriz şeyler duyacağız!
Bu durum bizim de geçmişte yaşadığımız süreçlere benzemektedir. Demek ki İslam ülkeleri aynı delikten geçiyorlar!... Güzellik kraliçeleri seçmek, şarkı yarışmalarına katılmak, Avrupa 'nın falanca federasyonuna katılmak, falanca birliğine, şartları ne olursa olsun, "yeter ki Avrupa olsun" diye istekli bir şekilde katılıp bizi yönetin, felsefesine sahip olmak ve sayamadığımız diğerleri.....
Bu küçük görülen, yerel gibi görülen, sadece işin masum bir tarafı imiş gibi görülen eylemler çok sayıda doğal olarak" bütünü" de etkiliyor. Ana gövdeyi de etkiliyor, hatta tamamen değiştirebiliyor...
Nasılki birbirine birleşmiş iki metali, etrafında bulunan çok sayıda civata tutuyor onun gibi.. Eğer bu somun ve civataları gevşetirsen, koskoca birbirine bitişik iki metal, iki gövde birbirinden nasıl ayrılıyor, işte onun gibi bir şey....
Bu durumu şuna da benzetiyorum. Kışın soba yakmak için, sobaya girsin diye, o ölçüde kısa tomruk parçalamak isteyen kişi baltayı önce kısa tomruğun ortasına vurur! Fakat tomruğun ortası sağlamdır, tomruk ikiye bölünmez. Tomruğu kesip bölmeye çalışan kişi tomruğu bölmede başarılı olamaz. Bu kişi, bu tomruğu kesmede nasıl başarılı olabilirim diye bir müddet düşünür ve neticesinde tomruğun kenarlarından küçük parçalar halinde keser, kişi bunda başarılı olmuştur. Kişi artık tomruğun nereden kesilip küçültüleceğini anlamıştır.
Tomruğu kesen kişi tomruğun kenarlarından başlayarak tomruğu yavaş yavaş küçültür. Nihâyet tomruğun merkezine göbeğine, küçülmüş alanına son bir darbe indirir ve karşısında kendisini zorla yan bir tomruk kalmamış hepsini parçalamıştır.
Bu parçalar artık rahat rahat sobaya girebilir...
Şu Arabistan, teknoloji yarışına, uçak fabrikası yapımı yarışına, İsrail'e karşı müthiş silahlar yapımı, böyle güzellikleri arzetme, bu konuda yarışmalara girse de birincilik alsa da biz de alkışlasak ya!
