Bugün, 1 Aralık 2025 Pazartesi

Mehmet Ali AYDIN


SUYA SABUNA…

SUYA SABUNA…


 

Türkçemizde bir söz var “Suya, sabuna dokunma”. Genellikle de meraklı olma, başka işlere karışma sonra başın belaya girmesin manasına kullanılır. Boş ver ne yaparlarsa yapsınlar sen karışma. Tamam, ben karışmamayım, sen karışma, o karışmasın sonra… Sonrası yok. Kimse karışmasın ve birileri memlekette istediği gibi atını oynatsın mı?

Suya sabuna dokunmayalım da onlar olmayınca nasıl temizlik yapacağız. Temizlenmenin, arınmanın olmazsa olmaz ikilisi su ve sabun. Onlar olmadan yıkanıp, temizlenmeniz mümkün mü?

Memlekette ahlaksızlık, namussuzluk, hırsızlık, alavere, dalavere, adam kayırma, torpil, adamına göre muamele almış başını gidiyor. Suya sabuna dokunma! Neye dokunalım mesela?

Gerektiğinde suya da dokunacağız, sabuna da! “Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkarız aydınlığa” sözünün hayata geçmesi ve aydınlığa çıkmanın yolu karanlıkta debelenmek değil, kibrit çakıp bir mum yakmaktır. 

Bu gün ülkemizde bu kadar yanlış işler yapılıyor birileri köpeksiz meydan bulup at koşturuyorsa bunun nedeni bizim gibi sağduyulu insanların rahatlıklarından vaz geçerek, suya sabuna dokunmak istememeleri yüzündendir.

Namussuzların bu kadar cesur olmaları maalesef namuslu geçinenlerin korkaklığından kaynaklanmaktadır. Siyonist, Yahudilerin atasözü diye bize kakaladıkları “ Beni sokmayan yılan bin yaşasın” sözü bizde hayat felsefesi olmuş. Canımıza tak etmeden canımız yanmadan olaylar karşısında sessiz kalmamız birilerini cesaretlendirmekte ve ahlaksızlıklarını ahlakmış gibi bize kabul ettirmelerine yol açmaktadır.

Suya ve sabuna dokunarak önce kendimiz temiz olmalıyız, sonra kirli çamaşırları olanları ortaya çıkarmalıyız. Kimse hakkında yalan, iftira, dedikodu yapmadan, kul hakkına girmeden yalancıları, sahtekârları, milletin hak ve hukukunu çiğneyenleri ortaya dökmeliyiz ki millet kimin ne olduğunu öğrenebilsin.

Biz düzelmeden ülkenin düzelmesi, biz temizlenmeden ülkenin temizlenmesi, biz temizlenmeden bizi yönetenlerin temizlenmesi mümkün olmaz. Onları meydana getiren biziz ve dolayısıyla onlarda bizim içimizden çıktılar. Biz ne isek, sanatçımız o, politikacımız o, memurumuz o, idarecimiz o. Kimse uzaydan gelmedi, bizim içimizden çıktılar.

Yeni nesil bizim arzuladığımız gibi değilse kabahati onlarda aramak yerine, nerede yanlış yaptığımızı bulmamız gerekiyor. Nihayetinde onlar bu toplumun birer parçası. Kendimizde olmayan doğruluğu, dürüstlüğü, ahlakı ve maneviyatı onlardan beklemeyelim. Önce yaşayarak onlara gösterelim ki onlar da bizden gördüklerini yapsınlar. İki yanlıştan bir doğru elde edemezsiniz. 

Bu nedenle lütfen suya sabuna dokunalım. Bizi sokmayan yılan, yakınımızı sokar acısı b ize düşer. Her koyun kendi bacağından asılır ama asıldığı yerde kokarsa o koku bizi rahatsız eder.

Bilmem anlatabildim mi? Sanmıyorum! Biz yine eski tas eski hamama devam.