Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


TARİHİNİZİ İYİ ÖĞRENİN

TARİHİNİZİ İYİ ÖĞRENİN


İbn-i Haldun Mukaddime adlı ünlü eserinin önsözünde şöyle demektedir:

“Tarih ilmi, bütün toplumların ve nesillerin önem verip ilgilendiği ilimlerden biridir. Herkes tarih ilmine yönelir, sıradan insanlar bile tarih bilmek ister. Hükümdarlar ve reisler tarih bilgisine sahip olmak için yarışır. Görünüşte tarih, geçmiş dönemleri, geçmişteki olayları ve mevcut durumları haber verir. Büyük tarihçiler geçmişe ait haberleri çok kapsamlı bir şekilde toplayıp bir araya getirmişler ve onları kitaplaştırarak muhafaza altına almışlardır.

Bu konuda yetersiz ve ehliyetsiz olup başkalarının hazırına konanlar ise doğru tarihi bilgileri, uydurma rivayetler ve bizzat uydurdukları yalanlarla birbirine karıştırmışlardır. Onlardan sonra gelen pek çok kişi de bu uydurma haberlere tabi olmuş, olayları ve durumları değerlendirmeden, bunların gerçekliğini ve olabilirliğini araştırmadan, atılması gerekenleri atmadan, her şeyi duydukları gibi bize nakletmişlerdir.”

“Naklediciler, sadece duyduklarını nakletmekle yetinirler. Basiret ve feraset sahipleri ise, doğrusunu yanlışından ayırmak için duyduklarını değerlendirmeye tabi tutarlar. İlim de ancak bu şekilde gelişip parlar.”

“Bil ki tarih, faydaları çok ve gayeleri yüksek bir ilimdir. Çünkü din ve dünya işlerini sağlam temeller üzerine kurmak isteyen biri, geçmiş toplumların ahlaklarını, peygamberlerin hayatları ve mücadelelerini, hükümdarların yönetim ve siyasetlerini ancak tarih bilirse örnek alabilir. Tarihle ilgilenen kişinin, doğruya ulaşmak ve yanlışlara düşmekten korunmak için değişik kaynaklara ve sistematiğe, çeşitli bilgi dallarına, dikkatli ve sağlam bir bakış açışına ihtiyacı vardır.”

“Tarihçilerin, müfessirlerin ve tarih haberleri nakleden ravilerin, tarih hikayeleri ve olayları, temek kriterleri sunmadan, benzerleri ile ölçüp değerlendirmeden, hikmet terazisine vurmadan, varlıkların temel özelliklerini dikkate almadan ve gözlem ve incelemeyi hakem kılmadan, sadece nakledilen haberlere itibar edip kabul etmeleri yüzünden yanlışa düştükleri ve doğrulardan sapıp vehimlerin ve yanlışların içinde kayboldukları çok olmuştur.”

İbn-i Haldun bize gerçek tarihin ipuçlarını vermiş. Bizde gerçek tarihe ulaşmak istiyorsak bize tarih diye yutturulanlara inanmadan önce bunların doğruluğunu farklı kaynaklardan teyit etmeli, birden çok kaynakta aynı şeyler varsa o zaman doğruluğuna inanmalıyız. Yoksa tarih diye birileri kendi uydurdukları masalları tarih diye yutturur, bizimde haberimiz olmaz, ruhumuz duymaz.

Birilerinin kahraman olmasını istediği ama aslında balon olanları kahraman öğretirler bizde onu kahraman, vatan kurtaran aslan diye gözümüzde büyütürüz. Yine birileri gerçekten kahraman olanları, bilgileri çarpıtarak, istediği gibi eğip bükerek bize hain diye yedirir, bizde afiyetle yutarız.

Aklımızı kullanmayı öğrenmeliyiz, yoksa birileri bizim aklımızla dalga geçer, kendi doğrularını yanlış bile olsa bize yedirir. Biz doğrusunu araştırıp, bulup öğreninceye kadar başkalarının doğruları ile gerçek kahramanları hain, hainleri kahraman belleriz.

Geçmişini bilmeyenlerin geleceği de yoktur. Tarih milletlerin hafızası demektir, tarihini gerçek olarak öğrenemeyenlerin geleceği de yanlışlar üzerine inşa olur.

Benden hatırlatması, gerisi sizin bileceğiniz iş.