Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Abdullah ALTAŞ


TÜRKİ CUMHURİYETLERİ KENDİLERİNİ NE OLARAK HİSSEDİYORLAR?

TÜRKİ CUMHURİYETLERİ KENDİLERİNİ NE OLARAK HİSSEDİYORLAR?


Orta Asya, Türklerin anayurdu, atayurdu. Durum böyle olunca Türklükle ilgili en doğal özelliklerin bu coğrafyada olduğu düşünülebilir.

Bu coğrafyada büyük bir toprak parçası müslüman olan türklere ait. Geçmişte müslüman Türk toprağı olarak bilinen bazı  topraklar bugün Rusya’nın, Çin’in sınırları içinde bulunmaktadır.  Bugün buralarda yaşayan milyonlarca Müslüman Türk özellikle Çin'in esareti altında yaşamaktadır.

Nasıl oluyorda bu kadar Müslüman, geçmişte Rusya ve Çinin esareti altına girmişler ve hala bugün özellikle Çin'in esareti altında yaşıyorlar?   Bugün, Rusya topraklarının en ücra köşelerinde, geçmişte yaşamış Türk hanlıklarının olduklarını görmekteyiz.

İnsan hayret ediyor! Nasıl oluyorda koskoca bir ulus esaretle tanışıyor. Şaşılacak şey! Artık hür iken birbirleriyle yaptıkları kavgaları esaret altına girdikten sonra yapamıyorlar.  Öyle bir zaman geliyor ki, dinine geleneklerine bağlı olan bir ulus bu özelliklerinden sıyrılıyor. Geçmişte yaşamış bir çok Türk hanlığı hep taht kavgaları yapmışlar, hep birbirleriyle mücadele etmişler, neticesinde bölündükçe bölünmüşler, zayıflamışlar, kuvvetleri gitmiş, düşmanlar için kolay lokma olmuş, esarete düşmüşlerdir.

 

Geçmişte yapılan bu yanlışların sonucunu son  yüz yıldır bugünkü nesil çekmektedir. Geçmişte yapılan "senlik" "benlik" davasının sonucudur bu! Bu coğrafya ve bu ulus, seksen yıl komünizm esaretinde kalmış, komünizm, bu uluslara dinini, ırkını, dilini, alfabesini, kültürünü değiştirmiş, unutturmuş, Rus gibi düşünen, Rus gibi konuşan, Rus gibi hayat tarzı süren bir ulus meydana getirmiştir.

Türklüğün özelliği olan bıyığı kestirmiş, islamın sembolü olan sakalı kazıtmış, adeta işte şimdi Rus'a benzedi! İmajını verdirmiştir.

Bugün bu uluslar komünizmden kurtulup ayrı devletler kursalar dahi komünizm ve Rus kültüründen kopamamışlarlardır. Bu psikoloji hala devam etmektedir. Kendilerini Türkiye’den çok Rusya’ya yakın görmektedirler...

Son yıllarda Türkiye’nin çabalarından dolayı, kendilerinin Türk ve Müslüman olduklarına yavaş yavaş inanmaya başlamışlardır.

Bugün türki cumhuriyetlerin içindeki bazı Rus severler Türkiye'nin bu çabaları hoşlarına gitmemiş olacak ki, Kazakistan’da çıkan olaylarda, sulh ve sükunu sağlamak için Türkiye'yi çağırmak yerine Rusya'yı tercih etmişlerdir.

Türkiye Kazakistan'da çıkan olaylar için "size biz yardım edelim" diye onca ısrara rağmen, Kazakistan idarecilerinden "tık" ses çıkmamıştır!

 

Bu Rus severler "Sen nasıl olurda Türkiye ile birlikte hareket edersin!" Sen nasıl olurda Latin alfabesine geçersin?   "Sen nasıl olurda Kazak nüfusunu Ruslara karşı çoğaltırsın?" "Sen nasıl olurda Kazakistanı ekonomik olarak kalkındırırsın?" "Sen nasıl olurda Türk birliğine destek verirsin" diye Kazakistan’ı karıştırmak istiyor olabilirler. Şimdiden Rusya büyük bir hevesle Kazakistan'a askeri sevkiyatı başlatıp yerleşmeye başladı bile...

Kazakistan daki olayları kim organize etti? Sonuç olarak, bundan kim istifade ettiyse o organize etti.

"Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir".      (Aliya İzzet Begoviç)