Osmanlı Devleti, Allahu Teala’nın adını dünyaya özellikle Avrupa' ya yaymak, İslam’ı tanıtmak için çeşitli şekillerde uğraş vermiş, fetihler yapmıştır.
Dolayısıyla Osmanlı Devletinin sınırları genişlemiş Müslümanların fethedilen topraklardaki sayısı artmıştır. Fethedilen topraklara Anadolu’dan Müslüman ahali getirilmiş oralara yerleştirilmiş, belli bir zaman sonra müslüman nüfus çoğalmıştır.
Ne yazık ki, daha 1800’lü yıllara gelmeden, Osmanlı Devleti yapılan savaşlarda genelde yenilgiye uğramış, toprak kaybetmeye başlamış, oralarda yaşayan müslümanların işi zorlaşmıştır. Osmanlı idaresinden ayrılan bu topraklarda yaşayan Müslümanlar zulüm görmeye başlamıştır. Bunun neticesinde, Müslümanlar tarihi seyir içerisinde, dinlerini daha iyi yaşayabilecekleri, gündelik hayatlarını daha iyi idame ettirebilecekleri anayyurda, ata ocağına, Anadolu’ya göçmüşlerdir. Önce Kırım, daha sonraları, Kafkasya, Balkanlar mübadele, Azerbaycan, Rusya ve Çin’den gelen İran'dan, Bulgaristan, Irak, Suriye’den gelen, hatta gayrimüslimlerden gelen göçmenler... Zulme uğramış Müslüman kardeşlerimiz Anadolu’nun sıcak bağrında huzura ermişlerdir.
Şimdi’de Afganistan’dan Türkiye’ye gelmeye çalışan binlerce Afganlı... Allah, Allah... Sanki birileri Türkiye’ye karşı boyutu farklı olan bir savaş açmış gibi... Türkiye dışında yaşayan, zulüm altında olan veya olmayan müslümanları oralardan, hatta Müslüman olan veya olmayan ülkelerden sürüp, oraların insanlarını Türkiye'ye yönlendirmek... Adeta Türkiye' ye sürmek... Türkiye'ye göçe zorlamak...
Yoksa, Dünyanın, Türkiye haricindeki toprakları tükenmeye mi başladı?
Dolayısıyla göç eden müslümanlardan boşalan yerleri islamsızlaştırmak... O, boşalan topraklara başka unsurlar yerleştirmek... Türkiye'yi ekonomik açıdan çökertmek, nefes aldırmamak... Türkiye’ye karşı yapılan savaşın farklı bir boyutu, farklı bir şekli... Ülkemizin, sıkıntılı neticeler doğuracak bu gidişata pirim vermeyeceğini düşünüyoruz.
