Bugün, 4 Mayıs 2024 Cumartesi

Abdulkadir DEMİR


UYAN EY MÜSLÜMAN!..

UYAN EY MÜSLÜMAN!..


 

İran'da sıradan memur dahi olamayan

Kürtlerin devletle savaştığını duydunuz mu?

Halepçe'de kimyasal silahla katledilen

Kürtler Türkiye'ye sığındı, buna rağmen hiç

Saddam'la savaşan Kürt duydunuz mu?

Esed'in vatandaş dahi etmediği Kürtlerin

Suriye'de bir çatışmasını duydunuz mu?

Türkiye'de Başbakan olan, Bakan olan, Asker-Polis Olan, Fabrikaları olan, Bankaları

olan, Ordu komutanı olan, bürokrat olan, kısacası hiç bir kısıtlaması olmayan Kürtler "özgürlük" için savaşıyor öylemi!

Uyanın Kürt kardeşlerim Uyanın!

Bu bir "Kürt" meselesi değil...Bu Osmanlı'dan intikamı bitmeyenlerin savaşıdır..!!!

 

ACEM OYUNU !..

İran görevini başarıyla yerine getirdi..Kamuoyu baskısı nedeniyle İsrail'e desteği azalan 

ABD ve Avrupa ülkeleri yeniden İsrail'in safında hizalandılar... İran, öldürülen generallerine ve diplomatlarına karşılık israil'in bir sineğini bile öldüremeyen fevkalade başarılı bir misilleme yaptı.

Başarılı diyorum çünkü o kadar dron ve füzeyi İsrail'deki hiç bir canlıya zarar vermeyecek bir koordinatta kullanmak az buz bir başarı sayılmamalı, fevkalade bir başarı...

(Fahri Kopar)

 

İran başardı.

Neyi?

Düşmana hiç bir zarar vermeden savaşmayı...

Yüzlerce mermi, roket, tam da istenen yere düştü.

Hiç kimsenin olmadığı yere..

 

Kuruluşu itibariyle işgalci ve gayrı meşru, yaptıkları itibariyle soykırımcı ve dolayısıyla en ağır şekilde cezalandırılması gereken İsrail’e ve tüm işgalci siyonistlere yönelik çatışma ve saldırılarda tereddütsüz olarak İsrail’in karşısında yer almalıyız…

 

İran hayatta israili vurmaz..Vuramaz..vuruyormuş gibi yapar..

 

Hepsi bu…İran'ın ortadoğudaki görevi, çıkan her kargaşada, İsrailli Siyonistlerin işgal etmek istedikleri ülkeleri veya bölgeleri vurmuş gibi yaparak, ortadoğudaki kıvılcımı, yangına çevirmektir...

90'larda gerçekleşen İran ırak savaşını ve ondan sonra ırakın  adım adım yıkılışını hatırlayın... Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.. O zamanki plan ne ise, şimdiki planda o... Ortadoğu'da çıkacak olan  bir savaşın oluşturacağı tahribat ne kadar büyük olursa, mescidi aksanın İsrail tarafından yıkılıp, yerine Süleyman tapınağının yapılması o kadar hızlanır  kolaylaşır...

İsrailli siyonistlerin amacı Mescidi Aksa'yı tarumar edip yerine Süleyman tapınağını inşaa etmektir.. Belirlenen sürede Süleyman tapınağını inşaa edemedikleri taktirde yok olacaklarına inanıyorlar... Onların inançları bu yönde.. Ve vakit dolmak üzere.. Fakat hâlâ Mescidi Aksa'yı yıkmak için gerekli ortamı bulamadılar...

Mescidi Aksayı yıkmak istiyorlar...Fakat israil, bunu direkt olarak yapmaya kalktığında, dünya kamuoyunda suçlu duruma düşeceği için, İran’ı devreye sokmak kaydıyla  amacına ulaşmaya çalışıyor.. Dikkat ederseniz, İran'ın attığı füzelerde Telaviv’e değil.. Mescid-İ Aksa^’nın  çevresine düşüyor.. Başarabilirlerse, Mescidi Aksayı İiran’a yıktıracaklar.. Başaramazlarsa, oradaki ateşi harlayıp, savaşı büyütüp işi kimvurduya getirecekler ..

İşte İran'ın görevli olduğu nokta bu noktadır... Onun görevi vayleyli kopararak Ortadoğu'daki ateşi harlamaktır...

 Çünkü İran yönetiminin büyükçe bir kısmı pakradunnilerden oluşur...

Nedir pakradunni?

Pakradunni, üç dinli yahudi demektir...

Dıştan Müslüman görünen.. bir alttaki ikinci kimlikleri  Kripto hristiyan Ermenilik olan..  en alttaki gerçek kimlikleri ise Yahudilik olan topluluk demektir..

10.000 kadar  yahudi, miladdan önce Ortadoğu’da gerçekleşen bir savaş esnasında esir olarak alınıp Ermenistan’a götürülmüştür. Bu yahudiler oradaki ermeniler tarafından  zarar görmemek için din değiştirmiş gibi yapıp hıristiyan kılığına girmiştir... Daha sonra türlü entrikalarla Ermenistan yönetimini ele geçirmiştir...ilerleyen dönemlerde, yine çeşitli entrikalarla ortadoğuya sızan bu yahudiler, Müslüman kılığına girerekİiran gibi çeşitli ülkelerin yönetimlerine sızmıştır...Hatta yönetimlerini ele geçirmiştir... Şu anda Ortadoğu'da bir çok ülkenin yönetim kadroları bu pakradunni yahudileri ile doludur... Bu yüzden de Ortadoğu'da olan hiçbir şey sizi şaşırtmasın... Oradaki dini ve milli yozlaşmanın kökeninde hep onlar vardır..  Müslümanlara zulmeden ve o topraklara pislik getiren, müslüman yöneticiler değil... Dini meşrebi belli olmayan bu üç dinli kripto  yöneticilerdir... Hani zaman zaman hepimiz;

 "Bu Müslüman ülkeler nerede.. ne için zulme karşı sesini çıkartmıyorlar" diyoruz ya...  Evet.. ortada Müslüman halklı ülkeler var.. Fakat bu ülkelerin başında Müslüman olan yöneticiler yok...Ya  3 dinli yada tek dinli Yahudiler var..

Bilmem anlatabildim mi..? (Şenay Tek)

 

Ez-cümle;

Böyle bir konjonktürde İran’ın hesaplarına/çıkarlarına odaklanıp komplo teorileri eşliğinde (400 yıldır savaşmadığımız İran’la) odağımızı dağıtmak yerine; Gazze’deki soykırıma odaklanmalı ve 75 yıllık gayrı meşru İsrail’in ve onu destekleyen emperyalist siyonist güçlerin/işbirlikçilerinin mutlak anlamda karşısında olmalıyız, amasız ve fakatsız!