Bazen seher vakti bir ezan sesi,
Bazen de bir velinin güçlü nefesi,
Bazen bir sazın bam diyen teli,
Bazen de derelerin biriken seli,
Uyandırır, uyarır bizi.
Gün olur, bellerde, bacaklarda başlayan sızı ,
Gün olur, alnıma yazılan kara bir yazı,
Gün olur, göklerin parlayan yıldızı ,
Gün olur, Ağustos ayının sıcak bir yazı ,
Uyandırır, uyarır bizi.
Öyle ki, dünyaya ağlayarak gelen bir bebek ,
Öyle ki, sabahleyin havlayan bir köpek,
Öyle ki, besmeleyle başlanıp yenen bir yemek,
Öyle ki, kırlarda süzülüp uçan bir kelebek,
Uyandırır, uyarır bizi.
Bilesin, dağları denizlere indiren dereler,
Bilesin, ovaları yurt-yuva yapan efeler,
Bilesin, yiğitlerimize şahit olan Tuna'lar,
Bilesin, alperen doğuran yiğit analar,
Uyandırır, uyarır bizi.
Gün gelir, masumun silinen göz yaşları,
Gün gelir, zalimin koparılan başları,
Gün gelir, sadet sarayının örülen taşları,
Gün gelir, sevgilinin sevilen saçları,
Uyandırır, uyarır bizi.
Düşün ki, dağların arasından coşup çağlayan,
Düşün ki, aç-açık perişan durup ağlayan,
Düşün ki, dosta güven, düşmana korku sağlayan,
Düşün ki, zalimin zulmüyle ciğer dağlayan,
Uyandırır, uyarır bizi.
Zamanla, hatalardan döner ya insan,
Zamanla, doğruyu bulur ya lisan
Zamanla, yurt-yuva olur ya mekan,
Zamanla, Allah da verir ya imkan,
Ya Rabbi sana imanla tükensin nefes,
Sana inanmakla huzur bulsun herkes.
