“Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun” der Gorki: İzahını Sartre yapar; “Uyursan gece biter, uyuyamazsan sen." Son noktayı Freud koyar: “Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamaksa yakalanmak. "
Beden ve ruh sağlığı hastalıklarında en çok bildirilen şikayetlerden biridir uyku bozukluğu. İnsan ömrünün yaklaşık üçte biri uykuda geçiyor. Günümüzde bilgisayar, televizyon, iş hayatı, görevler, ödevler, akıllı telefonlar ve stres uyku süresini kısaltıyor. Hatta uykusuzluğa neden olabiliyor.
Nedir uykusuzluk?
Uykusuzluk tanısı koyabilmek için öncelikle yakınmanın başlangıcı, gidişi, şiddeti, süresi ve eşlik eden etmenlerle bağlantısı tanımlanmalıdır. Uyku sorunlarının yaşamı nasıl etkilediği araştırılmalıdır. Kişinin günlük işlerini yapmasına engel olup olmadığı, kazalara yol açıp açmadığı öğrenilmelidir.
Uykusuzluk kadınlarda ve yaşlılarda daha sık gözlediğimiz bir durum. Uykuya dalmada, uykuyu sürdürmede güçlük ya da uyuduğu halde uykusunu alamamış, dinlenmemiş hissetme ile giden bir durumdur. Bu tanının konabilmesi için en az 3 ay boyunca sürmesi ve haftada en az 3 kez olması gerekir.
Eğer altta yatan herhangi bir hastalık yoksa ilaç tedavisi yerine uyku hijyeni ile ilgili önerilerde bulunuyoruz.
Uyku hijyeni önerileri nelerdir?
Düzenli egzersiz
Akşam yemeğinin ağır ve geç saatte olmaması
Özellikle akşamları kafein ve alkol alınmaması
Sabah uyanınca yataktan oyalanmadan kalkma
Gündüz uyumama
Sabah hep aynı saatte kalkma
Uyumak için çabalamama (uyku kaçmışsa 15-20 dk içinde yataktan çıkma)
Evcil hayvanların yatak odasına alınmaması
Yatak odasındaki saatin göz önünde olmaması
Uyarıcı etkileri nedeniyle saat 16’dan sonra kafein alımından ve özellikle geceleri sigaradan kaçınma
Yatak odasını uyku ve cinsellik dışında eylemler için (örn: çalışmak, yemek yemek, TV seyretmek) kullanmamak…
Eğer bu önerileri uyguladığınız halde uykusuzluk şikayetiniz devam ediyorsa, psikiyatri polikliniğimize başvurmanızı öneririz.