Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Arzu ŞENEL


YAPBOZ

YAPBOZ


 

(EKSİLDİKÇE TAMAMLANAN PARÇALAR)

 

Gözlerimizi dünyaya açtığımızda mükemmel tasarlanmış bir tablonun içinde buluruz kendimizi.

Her şey kusursuz ve benzersizdir.

Masmavi gökyüzü, kuşlar, çiçekler, sıcacık bir yuva, anne-babamız, dost-akraba ve ihtiyacımız olan ne varsa…

Adeta her parçası özenle birleştirilmiş yapboz gibi.

Herkes ve her şey ait olduğu yerdedir ve çok güzeldir…

 

Fakat bir gün eksilmeye başlar parçalar.

Hiç beklemediğimiz bir anda.

Belki anne ya da babamız, belki bir arkadaş, belki de her gün köşe başında duran simitçi.

O artık yoktur.

Yerinde kocaman bir boşluk.

Yitirilmişlik hissi, tamamlama ve tamamlanma ihtiyacı…

 

Sonrasında alışma, kabullenme.

Tekrar mutlu-mesut yaşamaya devam ederken yine bir parçası eksilir yapbozun.

Ve yine hiç ummadığımız bir anda.

Yüreğimizden bir parça kopar gibi.

Artık eksik devam ederiz hayata.

Çünkü her parça özel ve eşsiz tasarlanmıştır.

Yeri sonsuza kadar boş kalacaktır…

 

Parçalar eksildikçe büyür içimizdeki boşluk.

Arayış başlar.

Sorular… Sorular…

Neredeler?

Neden gittiler?

Biraz düşününce hayatımızdaki her varlığın emanet olduğunu kavramaya başlarız.

Üstelik ne zaman yitireceğimizin belli olmadığı nadide emanetler…

 

Hoyratça yaşıyoruz. Sanki hiç yitirmeyecek gibi!

Ve ne acıdır ki hayatı, yapbozun parçaları eksilmeye başlayınca anlıyoruz.

Bütündeki manayı eksilmeden kavrayamıyoruz.

 

Şimdi dönüp yapbozlarımıza bir bakalım kaç parçası eksik?

Ve biz ne kadar farkındayız her an yitecek-yitirilecek bir parçası olduğumuzun bu yapbozun?

 

Sağlıcakla kalın, muhabbetle…