Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Levent AKTAŞ


“YAŞATTIĞINIZI YAŞAMADAN ÖLMEYECEKSİNİZ”

“YAŞATTIĞINIZI YAŞAMADAN ÖLMEYECEKSİNİZ”


“YAŞATTIĞINIZI YAŞAMADAN ÖLMEYECEKSİNİZ”

Rahmetli, Neşet Ertaş usta;

Elini kalbine götürdü. “Burası var ya” dedi, “taşa toprağa gerek kalmadan insanın gömüldüğü tek yer”.

Evet sevgili okurlarım...

Hayatta yaşıyorken başımıza iyi-kötü, acı-tatlı birçok olay gelebiliyor. Önemli olan verenin hatırına gelen misafiri hoş karşılamak. Tabii bir de insanın karşısında dost gibi görünen ama içten içe haset, çekemeyen, kimse için iyi düşünmeyen, hep bela okuyan, ağzında bir Allah kelamı bulunmayan, hadsiz, çapsız birileri olunca kalp de kırılıyor, gönül de...

Her şey insandan, insan olmaktan geçiyor aslında.

Az önce de bahsettiğim gibi bize dost görünüp, arkamızdan kuyumuzu kazmaya çalışanlar, gönül kırıp ah alanlar, başımıza gelen her hangi bir olay karşısında halimize gülen, kınayan, hor gören, hiç olmamış şeyleri olmuş gibi konuşan, dedikodumuzu yapanlar bir gün elbette ettiklerini çekecekler, eminim.

Peygamber efendimiz bir hadisinde de buyurduğu gibi, “kimse yaşattığını yaşamadan ölmeyecek.”

Ne oldum değil, ne olacağım demeli insan. Bir bakarsınız Gül’sünüz, bir bakarsınız Kül’sünüz.

Buna bir örnek vermem gerekirse; bundan yaklaşık 16 yıl önce ailemin başına gelen bir olay için, en yakın akraba dediğimiz birilerinin bizim için arkamızdan konuştukları, kınadıkları şey ile bugün imtihan edildikleri duruma üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim. “Allah var, gam yok” dediğimiz şey bu olsa gerek.

Kimseyi kınamayın, kimseye çok görmeyin. Elbet bir gün ama mutlaka bir gün böyle bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Allah’ın adaletinin ben hiç şaştığını görmedim.

Sevgiyle kalın, dostça kalın…