Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Mustafa KÖKSAL


YETİMLİK

YETİMLİK


Ben 65 yaşındayım, hala 1964 günü gelen haberle yaşıyan o 8 yaşındayım. Hiç büyüyemedim hiç gülemedim hiç ben olamadım.

Hala Orta Cami’nin önünde o 1964 salı günündeyim, önümde ise kocaman bir adam yatıyor.

Babam daha 33 yaşında idi ne kadar büyüktü o gün o yatan insan gözümde.

Geride bıraktığı köksal ailesi, 28 yaşında eşi, 4 çocuk ..

Gelde o gün sen büyü...

Ölüm bu, hayran olduğun, idolün adama vurmuş, trafik kazası, ölüm.. Bunun acısının tarifi olabilirmi?

İçimdeki ben bugünde ben değilim. O gün ben babamla öldüm, o sevilen kişi için yaşadım.

O içerdi ben asla içmedim, sigara içerdi ben içmedim, o kahveye giderdi gitmedim, onun sevdiği tek alanda oldum o hep sporun icinde Ocak Kulübü onun aşkı idi. Bir biz bir ailesi ve belediyesi vardı...

Birde Terzili ile Gavurbükü...

Ben sporunda oldum hep, Alim ise köyünde, yaylasında oldu.

O bize resimdi.

Biz o resmi yaşattık onun gibi insana layık olmaya zaman ayırarak.

Ben onun oğlu idim.

O yüzden eğitimde sporda oldum, o yüzden garibe, yetime, yoksula koştum.

O yüzden sevdim birini, tam yıllarca bekledim.

Ordu’da eğitimde müdür oldum, öğretmen oldum, sporun içinde oldum, idareci oldum, menajer oldum, sorumlu oldum, ama hep o oldum, onun gurur duymasını istediğim oğlu oldum...

Nur içinde uyu Kemal Köksal.

Biz 4 kardeş sana hep onur gurur verdik. Biz aile olarak çocuklarımıza da o dedeniz olun dedik.

Biz 4 kardeş anamıza ikinci kez yetim olduk.

Ama bu ilde ne adını kirlettik, ne sana bakan gözlerimizdeki sevgimizi.

Biz şükür bu ilde bir adamın cocukları olmanın gururu ile adımızı, soyadımızı arkadaşlarımızı, dostlarımızı kirletmeden yaşattık.

Çocuklarımız da bizden sonra o dedenin nesli olduğunu unutmayacak..

Özlüyorum babam ve seni çok seven anamı, ben hala 8 yaşındayım, büyüyemiyorum bir türlü Ordu...

Şarkiye’de evin avlusunda taşta oturuyor bedenim. Niye bilmiyorum, babam asla gelmeyecek olsada.