Mehmet Ali AYDIN

Tarih: 18.09.2025 10:59

BATAKLIK

Facebook Twitter Linked-in

 

Gerek bizde gerekse dünyada en fazla ilgi gören, çoğu zamanda, karşılaştığımız çok önemli sorunlardan daha fazla gündemi işgal eden spor hiç şüphe yok ki futboldur sanıyorum. Diğer spor branşları da gündemimizi meşgul etse bile futbolun eline hiç biri su dökemiyor.

Kim buldu ve icat ettiyse insanlığa çok büyük bir ihanet etti. Neden derseniz dünyanın en fakir ülkesinde bile en fazla para akıtılan alan futboldur. Ülkede insanlar açlıktan ölürken bir topun peşinde koşan adamlar lüks, şatafat ve debdebe içinde yaşıyorlar. Birileri günde sekiz saat çalışarak bir günlük kazancı ile bir bilet alamazken birilerinin günlük kazancı yüz binlerce lira ile ifade ediliyor.

Bunları söylerken ben de sporun her dalını sevdiğim gibi futbolla gençliğimde oynayarak, simdi ise bir seyirci ve taraftar olarak ilgileniyorum ya da ilgi duyuyorum. Bu demek değil ki gerçekleri de inkar edeceğim. 

Bu gün dünyanın neresine giderseniz gidin kulüpler birilerinin kendilerini meşhur etme, toplum nezdinde tanınan biri olma yolunda en isabetli seçim olmaktadır. Yakın çevresi dışında kimsenin tanımadığı, ilgisini çekmediği birisi bir kulübün yönetimine geliyor ve kısa zamanda herkesin tanıdığı birisi olabiliyor. Sonra da “ye kürküm ye” oluyor. 

Yönettiği kulüp borç batağında yüzerken bu beylere hiçbir şey olmuyor. Şöhreti sayesinde kendi işinden de milyarlar kazanıyor, vergiden kaçırıyor ve kulüp adına yaptığı transferlerle milyonları sokağa döküp sansasyon yaratabiliyorlar. Bu işin bir boyutunu oluşturuyor.

Birde bu sporları yapanlar var ki onlardan bazılarının kazancını anlatmaya matematiğin rakamları aciz kalıyor. Farklı spor dallarında da olsa elit diye adlandırılan sporcular malı götürüyorlar. Futbol dışındakilerde dönen paralar, futbolun yanında devede kulak kalıyor. 

Mesela günümüz futbolunda çok önemli olan bazı futbolculardan örnekler vermek istersek, mesela Messi’ni yıllık kazancı 245 milyon dolar yani günlüğü 672 bin dolar. Bunun bu günkü kurdan karşılığı 26 milyon 880 bin lira. Ronaldo’nun yıllık kazancı 200 milyon Euro günlük ücreti 548 bin euro. Bu günkü kurdan günlüğü 26milyon 300 bin lira. Lütfen söyler misini dünyanın sayılı zenginleri dışında bu kadar para kazanan kim var.

Mesela Messi’nin günlük kazancı 1220 asgari ücretlinin aylık gelirinin toplamı kadar. Bu damlar bu kadar parayı kazanmak için ne yapıyor Allah aşkına biri çıkıp söylesin. Bizde de en fazla kazanan futbolcuların başında Galatasaraylı Osimhen geliyor. Onun kazancı yukardakilerin yanında devede kulak ama yine de hatırı sayılır bir para. Haftalığı bizim para ile üç milyon lira yani günlüğü 428 bin 500 lira. Yaklaşık 19 asgari ücretlinin bir ayda kazandığını adam bir günde gelir hanesine kaydediyor.

Lütfen biraz kafa yorup düşünelim bu paralar nereden geliyor. Bunları seyretmek için stadyuma gelen seyircilerden bu kadar para toplanması mümkün değil. Mesela Fenerbahçe’yi düşünelim 50 bin kişilik stadyumun her maç ful çektiğini ve ortala bilet fiyatlarının da 2 bin lira olduğunu (Locaları, özel satılan yerleri de hesaba katarak bu rakamı telaffuz ettim, yoksa 2 bin lira para vererek bilet alacak kaç babayiğit vardır ki) düşünelim bu bir maç için 100 milyon eder kendi sahanızda oynadığınız toplam maç sayısı da bir yılda 20’yi geçmeyeceğine göre toplam gelir yılda 2 milyar etsin. Bu mümkün değil neyse.

Fenerbahçe’nin Mourinho denilen vasıfsız adamı kovma bedeli 16 milyon Euro bu günkü kurdan hesaplarsak 768 milyon lira. Buyurun sizin bir yıllık gelirinizin neredeyse yarısı buna gitti Fenerbahçe’nin futbolculara ödediği yıllık maaş tutarı da yaklaşık 650 milyon lira (bu bakımdan en fazla ödemeyi yapan kulüp Fenerbahçe). Yaklaşık 1 milyar 418 milyonu gitti. Transfer taksitleriniz var, başka giderleriniz var. Yani var oğlu var. Geri kalan paraları nereden karşılayacaksınız. 

Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Birileri buradan başka filimler çevirerek bir şeyler kazanıyor, götürüyor ya da aklıyor olabilir mi? 

Gelelim bize, gözümüzün önünde birileri aklımızla dalga geçiyor, bizlerde onların kavgasını verip, takım savaşları yaparak en yakınlarımızı kırıp döküyoruz. Namaza gidiyor, caminin kapısından çıkmadan tuttuğumuz takımın avukatlığını yaparak farklı takım tutan en yakınımızla kavga ediyoruz. Veya futbolcuların kazandıkları ile çene yoruyoruz. Şu an benim yaptığım gibi. Hani “Zenginin parası, fakirin çenesini yorarmış” misali.

Lütfen bu işi bu kadar önemsemeyip onları kendi haline bırakalım, maçlara gerekirse gitmeyelim ve bizim sırtımızdan geçinen asalakları sırtımızdan atalım. Üstelik o kadar paralar harcayıp, bizim duygularımızı istismar edip ülkemiz dışında da doğru dürüst başarı elde edemeyen bu takımları kaderine terke edelim. Her ne kadar sürçü lisan ettikse affola.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —