Levent AKTAŞ

Tarih: 14.07.2022 07:12

EY HAYAT, SEN NE GARİPSİN BEE!!

Facebook Twitter Linked-in

İnsan ölümden bahsettiğinde saat, zaman, her şey bitiyor bir anda. Sevdiklerimizin avuçlarımızdan kayıp gittiği bu dünyada, insanoğlu niçin etrafına nefret saçar ki?

Geçtiğimiz günlerde bu konuda şaşkınlık yaşadığım ve hala kendimi sorgular olduğum bir konuyu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Bundan birkaç hafta önce il dışında vefat etmiş bir tanıdığımın ölüm haberini aldım. Yıllardır komşuluk yaptıkları, iyi ve kötü günde beraber oldukları ve aralarında hiçbir sorun olmayan, birbirlerinin çayını, çorbasını içen insanlara karşı adamın eşi sert bir dille “cenazemize gelmeyin” demesini hala unutabilmiş değilim. Bana anlatan kişinin yalan söylediğini düşünmüş olsam bile, yine farklı kişilerden bu söylemi duydum. Demek ki konuşulan konu yalan değildi.

Ne demek, “cenazemize gelmeyin”. Hak var, hukuk var. Her şeyden önce insan olarak bizim bu görevi en iyi şekilde yerine getirip, ölenin arkasından dua etmek var. Sanki senin eşini komşuların öldürdü ya da adamın ölümüne onlar sebep oldu. İnsanın düşmanı olsa böyle demez, diyemez, dememeli.

Acaba kadının o anki psikolojisi ile söylediği bir söz mü? Demeyi çok isterdim ama maalesef ki bu bir gerçek.

Neyse gelelim ikinci bir şok yaşamaya.

Adamın il dışından cenazesi gelecek diye buradaki evinin kapısını açan yakınlarının, büyük bir telaş içinde elektrikçi aradıklarını duydum. Gittim, bizzat sordum. ‘Hayırdır, evde elektrikler mi kesik’ dedim. Çünkü aynı sitede oturuyor olmamız, onları göz ardı etmeme mani oldu.

Adamın eniştesine neden elektrikçi aradıklarını sorduğumda, söylenen söz karşısında resmen ağzım açık kaldı. ‘Elektrikçi arıyoruz, eve internet bağlatacağız. Yenge aradı. Çocuklar, kızlar ve damatlar geliyor. Onlar internetsiz duramaz, biz de onun için buraya geldik’ demez mi?

Ben şaşkın halde adama doğru bakarken, elektrikçi geldi ve yukarı çıktılar.

Vay anasını be dedim kendi kendime. Kızların, damatların ve çocukların babası, dedesi ölmüş. Dünya yıkılmış, her yer toz duman olmuş. Arkalarındaki dağ yıkılmış, her yer yerle yeksan olmuş. Onlar için yıllardır gecesini gündüzüne katıp çalışmış, onlara güzel bir gelecek hazırlamak adına belki de bir gün bile tatil yapmadan bu dünyadan göçüp gitmiş. Her şeyden önce bir can gitmiş. Bunlar neyin derdinde?

Yeter ki ölme. Bugün varsın, yarın yoksun dünya bu kadar işte. Bu dünyaya nasıl tek başımıza geliyorsak, yine tek başımıza ahirete intikal edeceğiz. Ne olursa olsun, her şeye rağmen hayat devam ediyor ama bu kadar da değil yani. Sanki düğüne, bayrama geliyorsunuz? Ne interneti yahu?

İnsanoğlu bu kadar mı körleşti, ölüm acısı bizden bu kadar mı uzaklaştı? İnternet bu kadar mı hayatımızın içine etti? Nedir bu arkadaş!!!

Bunları yazarken bile sinirden ellerim titriyor. Allah’ım bizlere her şeyin hayırlısı nasip etsin. Dostun da, eşin de, çocuğunda…

Yoksa gerisinin hepsi yalan, hepsi hikaye…

Sağlıcakla kalın dostlarım.

Allah’a emanet olun…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —