MURAT UYGUN (Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili)

Tarih: 18.07.2025 09:37

HAYAT OYUN DEĞİLDİR

Facebook Twitter Linked-in

 

Modern dünyanın hızlı akışında, bazen her şeyi bir oyun gibi görmeye, hayatı basit kurallara indirgemeye meyilli olabiliyoruz.  Bir hamle yap, karşılığını al, kaybetmek de kazanmak da oyuna dahil, stratejini kur ve ilerle. Bu yaklaşımlar, özellikle iş hayatında veya belirli hedeflere ulaşmada motive edici gibi görünse de, hayatın kendisi için yeterli bir çerçeve sunmuyor. Zira hayat, basit bir oyun değildir; çok daha karmaşık, derin ve kıymetlidir.

Bir oyunda, kurallar bellidir ve genellikle bir skor tablosu vardır. Hatta bazen  reset tuşuna basıp yeniden başlayabilirsiniz. Oysa gerçek hayatta böyle bir tuş yok. Verdiğimiz kararların, attığımız adımların geri dönüşü olmayabiliyor. Kırdığımız bir kalp, sarf ettiğimiz incitici bir söz, geri getirilemeyen bir zaman dilimi… Bunlar oyunun devam et tuşuna basarak geçilebilecek basit hatalar değil, çoğu zaman kalıcı izler bırakan, telafisi zor gerçeklerdir.

Oyunlar genellikle rekabet üzerine kuruludur. En iyi olmak, en hızlı olmak, en çok puanı toplamak… Ancak hayat, sadece rekabetten ibaret değildir. Dayanışma, yardımlaşma, empati, sevgi, şefkat gibi kavramlar, hayatın en değerli yapı taşlarıdır. Bir başkasının mutluluğuna ortak olabilmek, düşen birine el uzatabilmek, karşılıksız bir iyilik yapabilmek; bunlar hiçbir skor tablosunda yer almayan ama insana gerçek huzuru veren değerlerdir. Oyunun amacı kazanmaktır, hayatın amacı ise yaşamaktır. Ve yaşamak, sadece nefes alıp vermek değil, hissetmek, deneyimlemek, öğrenmek ve anlam katmaktır.

Hayatın bir oyun olmadığını anlamak, sorumluluklarımızı daha derinlemesine idrak etmemizi sağlar. Sağlığımıza, ilişkilerimize, çevremize karşı takındığımız tavır, sadece bizi değil, etrafımızdaki herkesi etkiler. Bir oyunu kaybedince sadece siz kaybedersiniz, ama hayatın  oyun olmadığını idrak etmeyip hatalı adımlar attığımızda, bedelini yalnızca biz değil, sevdiklerimiz ve hatta gelecek nesiller de ödeyebilir.

Bu yüzden, gelin hayatı bir oyun tahtası gibi görmekten vazgeçelim. Onu her anıyla, tüm zorlukları ve güzellikleriyle kucaklayalım. Her kararımızın, her davranışımızın bir anlamı ve bir karşılığı olduğunu unutmayalım. Hayat, kazanılması gereken bir rekabet değil, her anı dolu dolu yaşanması gereken, değerli bir armağandır. Bu armağanı en iyi şekilde değerlendirmek, ona layık olmak ve onu anlamlandırmak, hepimizin en önemli görevidir.

Esen Kalın...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —