Maksim Gorki’nin çok beğendiğim bu deyişi ile okurlarıma iyi haftalar diliyorum. Eğer bunu beceremiyorsan, başkalarının şarkıları ile avunur durursun. Kendi kişiliğini ve özgüvenini kaybeder güdümlü hale gelirsin. Hür iraden ile değil, hayatını başkalarının iradesi altında devam ettirmeye alışırsan, geri kalan yaşamını hımbıl, güdük, miskin sürdürmeye mahkum olursun. Cesareti ile yaşayamayan esareti ile ölür. Ama cesur olur, donanımlı bir birey olmayı başarırsan, asla bazı şeylere boyun eymezsin. Yanlışlar karşısında susmaz, her ortamda doğruyu savunursun. Doğruyu savunmanın yolu ise, başta belirttiğim gibi, liyakat sahibi olmaktır. Bulunduğun makam ve mevkinin hakkını verebilmektir. Bugünün en büyük yanlışı; BENİM ADAMIM” hastalığıdır. Bu hastalık toplumun bütün damarlarına sızmış ve artık geri dönülemez hale gelmiştir. Kısa bir örnek; Belediyelerde Belediye Meclis Üyeliği çok önemli bir görevdir. Kararların büyük kısmı meclis üyelerinin oyları ile alınır. Mecliste ihtisas komisyonları vardır. O komisyonlara işin ehli, liyakatlı, dürüst kimseleri getirmezsiniz, asla başarılı olamazsınız. Ama sadece benim için parmak kaldırsın diye birilerini getirirseniz, gelen eleştirilere bile sessiz kalmaya mahkum olursunuz. “ Benim Adamım” olsun diye liyakatlı ve donanımlı insanları bir kenara iterseniz, gün gelir sizi savunacak bir dostunuz bile kalmaz. Etrafınız beceriksizlerle çevrilir ve yalnızları oynarsınız. Peş peşe gelen yanlışlıklar ise hatalar zincirini dahada genişletir. Bir süre sonra senin de heyecanın biter ve çevrene teslim olursun. O halde; önce “ BEN” demeyecek, BİZ” diyeceksin. Görevin ne olursa olsun ekip çalışmasına ağırlık vereceksin. Topluma kulağını tıkamayacaksın.