Her Müslüman aynı zamanda kul olması hasebiyle ömür boyu İlahi sınava tabi tutulur. Kiminin ki hastalık olur, kiminin ki yoksulluk olur, kimin ki zenginlik olur, kiminin ki bedensel noksanlık olur, kiminin ki güzellik olur. Kul, imtihan kaygısı ile yaşarsa, Allah’ın rızasına nail olmayı hak eder. Değilse azabı hak eder.
Bütün sınavlar zordur; lakin mal, mülk sevdası her halde daha çetin olsa gerektir. Kur’an’da iki yerde “heva ve hevesini ilah edinenler..” ayeti geçer. Bu uyarının ne kadar önemli olduğunu idrak eden kurtuluşa erer. Aksi durumda ise kul, feci azap ile karşılaşmaktan kurtulamaz.
Mal ve zenginliğin şımarttığı kimselere mütref denir. Mütref, mal ve mülk hırsı ile yaşar, haram, helal duyarlılığını yitirir.
Hz. Peygamber’in şu sözleri oldukça dikkat çekicidir:
“Her ümmetin bir bozgun sebebi vardır. Benim ümmetimin bozgun sebebi de maldır.” Anlaşılacağı üzere mal hırsı çok tehlikelidir. Kişiyi sanki hiç ölmeyecekmişçesine dünya hayatına bağlar. Namaz kılması, oruç tutması vs. kurtuluşu için vesile teşkil etmez. Zira teşkil edecek olsa, mal biriktirme hırsına kapılmaz.
Bir diğer hadis ise şöyledir:
“ Kişinin mal ve gururuna düşkünlüğünün dinine getirdiği zarar, sürü içine dalmış kurtların koyunlara getireceği zarardan daha büyüktür.”
Gurur, başkalarını aşağı görmektir. Oysa hiç kimsenin böyle bir hakkı olamaz. Şeytan kibrinden dolayı kaybetmiştir. Demek oluyor ki gurur bir nevi Şeytanidir. Korunmak gerekir. Bunun yolu ise sade ve mütevazı bir hayat yaşamaktır. Dünya hayatının gelip geçici olduğu bilincini bir an bile terk etmemek kişinin selameti bakımından hayırlı bir tercihtir. Yapıp ettiklerimizden sorumlu olduğumuzu unutmamaktır ebedi kurtuluşun çaresi.
Yine bir hadis :
“ Allah’a yemin ederim ki, ben sizin için fakirlikten korkmuyorum. Sizin adınıza beni korkutan şey şudur:
Sizden önceki topluluklar gibi dünya nimet ve imkanları önünüzde birikecek ve bu nimetler yüzünden çekişme ve didişmeye girişeceksiniz de önceki topluluklar gibi mahvolacaksınız.”
Hadis, günümüzde Müslümanların içinde bulunduğu vahim tabloyu net olarak göstermektedir. Müslümanlara ait her coğrafyada yaşanan dram budur. Mal ve servet uğruna zulmedenler, dünyayı huzur ve refahtan mahrum etmektedir.
Ortada işte böyle bir tablo var. Bunun sebeplerini başka yerlerde aramak, manasızdır,