D. Mehmet ŞEKEROĞLU

Tarih: 22.07.2025 09:31

"ŞAKA GİBİSİN, TÜRKİYEM!"

Facebook Twitter Linked-in

 

Onlarca yıldan beri, bende, karşılanmazsa huzursuz edici hale gelen derin bir istek peydah olur, birden: Türkiye'nin, güzel (ama ZOR!) ülkemin genel gidişatına uyan bir deyiş, bir atasözü bulmak isterim! Simdiye kadar, neredeyse son kırk yıl içindeki farklı zamanlarda dört kez oldu bu:

1. İlkinde, - 80’li yılların sonu muydu? -, Türkiye'ye verdiğim ad, yaşlıca bir köylüden duyduğum şu söz oldu: "ANASINI KIZINDAN AYIRAN: PARA!" 

2. İkinci söz, Türkiye'de verilen, ama büyük kavgalar çıkmadan (neredeyse) asla geri alınamayan borç paralar bağlamında aklıma gelivermişti. (Bu ortamda, biraz değiştirerek söyleyebilirim, tabii): "KÖR TUTTUĞUNU ÖPÜYOR!"

3. Üçüncü söz de, 2010’lu yıllarda birdenbire ortaya çıkıp aklımı işgal ediverdi: "KENDİNE MÜSLÜMAN!" Bencillik veya empati sahibi olma durumu; inancın/ ideolojinin dışında bir karakter özelliğidir. Sağcı veya solcu olduğunu söylemekle; sosyalist/ eşitlikçi olmaktan söz etmekle, "Müslüman geçinmek"le... GERÇEKTE iyi/ dürüst/ ahlaklı/ etik sahibi İNSAN OLMAK aynı şeyler değildir. 

4. Dördüncü söz, bugün (17 Temmuz 2025), az önce, iki konudaki haberleri medyada araştırınca geldi aklıma: a) Bu seneki LGS sınav sonuçlarıyla ilgili, hiç bir mantıkla açıklanamayacak gelişmeler; b) Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıçla yemin ettiği ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" dediği için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen Teğmen Ebru Eroğlu’nun, Askeriye'ye geri dönme talebinin mahkeme tarafından reddedilmesi... Sanki uzun süredir konuşması beklenen ve birden ilk cümlesini kuran bir çocuk gibi: "ŞAKA GİBİSİN, TÜRKİYEM!" deyiverdim, kendi kendime.

*

Konum, "şaka gibi"liği irdelemek de olsa, ciddi bir soru sormam gerekiyor burada; kendime ve okuyucuma: Türkiye toplumundan ve siyasetinden yüzlerce güncel örnekle ortaya serebileceğim bu "şaka gibi"likler kimler tarafından, ne amaçla organize edilmektedir? Burada da iki ihtimal görünüyor, ilk bakışta: Birinci ihtimal: Bunlar, AK Parti tarafından, Türkiye'de bölünme, gerilim ve kaos/ çatışma çıkararak bunlardan nemalanmak için özellikle organize edilmektedir! İkinci ihtimal: Asıl zararı Türkiye'yle birlikte AK Parti'ye de veren bütün bu "şaka gibi"likler; Türkiye'yi arka planda yöneten derin ve gizli bir el tarafından organize edilmektedir!

Benim görüşüm, bu ikinci ihtimalin - AK Parti'nin hatalarını asla gözardı etmeden - doğru olduğu yönündedir. 

Peki, kim(ler), neden yapmaktadır, bu "şaka gibi"likleri? Ve: AK Parti, hem Türkiye'nin, hem de kendinin aleyhine gelişen bu sürece neden engel ol(a)mamaktadır?

Zor sorular! Daha önceki yazılarımda, defalarca, dünyayı arka planda yöneten güçlerden söz ettim ve bunların:

- Küreselci Üst DerinÇete/ Küreselci Firavunlar/ Küreselci "şirketokrasi"nin temsilcileri olduklarını;

- Etik, ahlak kaygısı taşımayan, Recep İvedik tiplemesinde yansıtıldığı gibi/ Donald Trump'un karakterinde de çok açık bir sekilde görüldüğü gibi zombicilik zihniyeti taşıyan postmodernistler ("Anything goes"çiler; yâni aslında - bu makalemiz bağlamında adlandırırsak - "şaka gibi" davrananlar) olduklarını... belirtmiştim. 

*

Eğer ikinci ihtimal doğruysa - ki bence öyledir! - "şakacı kuklalar"la değil; onları oynatan, yâni bu "şaka gibi"likleri/ aklımızla alay edilişleri... örgütleyen güçle mücadele etmemiz gerekiyor. Peki, PARA'nın ve KARİYER'in fetiş/ put haline getirildiği bir FİRAVUNLUK/ bir ÇETELER dünyasında yaşarken ve bu çarpık durumdan az çok HEPİMİZ nemalanırken, nasıl mücadele edebiliriz bununla? PARA'ya dokunduğumuz anda, onun sahibi ve yöneteni olan Üst DerinÇete'nin hâkimiyet alanına teslim olmuyor muyuz? (Asıl; "Dokunan yanar!" bu olmalı!). Varlığımız, ipleri Çete'nin elinde bulunan PARA ve KARİYER putlarının gölgesine dönüşmüyor mu?! Bu tarzdaki kölesel VARLIĞIMIZ'ın/ putçuluğumuzun gölgesinden atlamakla uğraşmamız havanda su dövmek gibi beyhude bir uğraş değil mi?! 

Bu yanlış VAROLUŞun kendisini, yâni onu yöneten ve yeni "ŞAKA GİBİ"liklerli - ama hayatımızı CİDDİ anlamda olumsuz şekilde, devamlı etkileyen - uğraşları/ konuları başımıza musallat eden ÇETE'yi sorgulamalıyız. Yâni GÖLGELERle değil, onları üstümüze salan KAPİTALİST/ FAŞİZAN GÜÇ'le/ GERÇEKLİKle mücadele etmeliyiz.

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

1. Asıl soru şudur: Mesela, (şaka gibi) LGS sınav sonuçları skandalını organize edebilen GÜÇ; İktidardakilere bu (şaka gibi), her tarafı dökülen, etik dışı skandalı bile nasıl savundurabilmektedir? 

2. Bazı yazılarımda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de faaliyet gösteren, "şaka gibi"/ muzipçi/ postmodernist bir "terör örgütü"nden söz ettim, şakacı bir ciddiyetle! Tekrarlayayım: TYTÖ (Tükürdüğünü Yalatma Terör Örgütü!).

3. Siyasetin Recep İvedik'i Turgut Özal'ın "Yaptım, oldu!" sözü geldi şimdi aklıma! Zavallı! "Yap dediler, yaptım!" diyemezdi, tabii. Türk siyasetinin önemli şahsiyetlerinin "şaka gibi" açıklamaları da böyledir: Gerçek, "Söyledim, oldu!" değil, "Söyle dediler, söyledim!"dir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —