Kamuda görev yapan bazı yöneticilere 30 bin TL'ye varan seyyanen zam öngören teklif TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda önce kabul edilip daha sonra cumhurbaşkanımız tarafından bu teklif adalet ilkelerine uymadığı için geri çektirilmiş.
Bu teklife göre kamudaki genel müdür daire başkanları, kurum başkanları, il müdürleri, müfettiş ve uzmanların maaşlarına 30 bin TL'ye varan seyya nen zam yapılması öngörülmüşmüş.
30 bin lira neredeyse asgari ücret bir aylık maaş!..
Böyle bir teklifin hem üzücü hem de komik yönü söz konusudur. Ancak, üzüntü veren ve insanı düşündüren yönü daha büyüktür!
Bu konuda sorular ve yorumlar çoktur.
Bu sayılan kişilerin doğal olarak maaşları diğer memurlardan daha yüksektir.
Bu kişiler sizden böyle bir istekte mi bulundular?
Sizden böyle bir istekte bulunsalar dahi, yoo! böyle bir şeyi teklif edemeyiz, bu doğru olmaz demeniz gerekmez miydi?
Onlardan daha düşük maaş alan milyonlarca memur emekli ve işçi var, bu saydığımız milyonların paraya ihtiyacı yok mu? Onların para yemeğe ağzı yok mu? Bir tek fazla paraya ihtiyacı olan onlar mı?
Böyle bir teklifi nasıl yapabildiniz? Siz, milyonlarca "oyu" cebini düşündüğünüz o azınlıkta değil yeterli maaş alamayan milyonlardan alıyorsunuz!
Bunu hiç düşünmediniz mi?
Siz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Böyle bir teklifi aklınızdan nasıl geçirirsiniz? Size olan güveni nasıl sarsarsınız? Bana göre bu işin en üzücü yanı bu teklifin yapılmasıdır.
Neden memur ve vatandaş değil de ‘yüksek kad ro’?” sebep ne? Falancılar diğerlerine göre fazla para alsın demek ülkemizde resmi olmayan ancak zihinlerde yaşayan, zihnimizden bir türlü atamadığımız kast sistemi kültürü var demektir.
Efendim, eleştiriler artınca böyle bir tekliften vaz geçmişler! Demek ki, eleştiri olmasaymış bu teklif kabul edilecekmiş...
Başkasının eleştirisine gerek kalmadan direkt bu eleştiri, bu teklifi yapanların zihinlerinde ve vicdan larında yapılması gerekmez miydi?
Yoksa, vicdanlar, ilkeler, adalet anlayışı, idealler zaman içinde erozyona mı uğradı?...
Hani bizim sevdamız, devirirdi dağları, eritirdi buzları! Arada bir silkelenip 'yahu biz ne yapıyoruz'? diye kendimize gelmemiz lazım!